Ama sarılmak yok, Dokunmak yok, hiçbir şekilde Temas etmek yok ve üç saniyede cevap vermezsen teklif iptal. | Open Subtitles | لكن غير الضم, أو اللمس, أو أي تواصل بأي شكل, يجب أن تقرر خلال الثلاثين ثانية التالية أوأعتبرأن العرضأنتهى. |
İşte o anda her şey netleşti: Dokunmak! | TED | وفي تلك اللحظة، أصبحت واضحة وضوح الشمس: اللمس. |
Gürültülü olacak... dokunma engelini onu rahatsız etmeyecek şekilde aşmak için... fırsatımız var. | Open Subtitles | . سيكون هناك ضجة فهذه فرصتنا لكسر حاجز اللمس لكن ليس بطريقة بغيضة |
Ve daha fazla dokunma hissi oluşturabilmek için yeterli alana sahip olabiliriz. | TED | ونوفر مساحاتِ أكثر لتجربة المزيد من أحاسيس اللمس. |
Bu arada 28 yaşında, ve bilgisayar ekranı ve dokunmatik ekranla çoğu insanın yapacağından daha hızlı şeyler yapıyor. | TED | عمرها 28 عاما، بالمناسبة، وهي تفعل أشياء بشاشة حاسبها الآلي ولوحة اللمس التي يمكن أن تستخدمها أسرع من البشر. |
Bu çoklu-dokunmatik yani ekranına dokunarak cihazı kontrol edebiliyorsunuz. | TED | وذلك يشمل اللمس المتعدد، والتحكم في الجهاز بلمس شاشة العرض الخاصة به. |
Komadaki hastalar dışarıdan gelen acı, ses ve dokunmaya tepki vermezler. | Open Subtitles | مريض الغيبوبة لايستجيب للأمور الخارجية , الألم , الصوت , اللمس |
Sadece cinsel değil duygusal bir deneyimdi, izlemek ve Dokunmak, aynı anda güzel duygusal bir deneyim de sağladı. | Open Subtitles | تجارب قوية في الحب, ليس فقط عن طريق الاتصال الجنسي,.. ولكن أيضا من خلال المشاهدة أو اللمس, كانت تجارب عاطفية جيدة. |
Birbirinizle konuşmak yok, herhangi bir şeye Dokunmak yok. | Open Subtitles | ممنوع الحديث لبعضكم , ممنوع اللمس أي شيء تفعله في المنزل أبقى في المجموعة |
Dokunmak, görmek, duymak bizim için en önemli olan şeyler | Open Subtitles | الرؤية , السمع و اللمس . أنت تبالغ دائماً في تقديرهم |
Dokunmak yok, konuşmak yok, göz göze gelmek yok... | Open Subtitles | ممنوع اللمس أو التحدث .. أو التواصل بالبصر |
Sentetik bacaklarıma dokunduğumda veya hareket ettirdiğimde normal dokunma ve hareket hisleri duymuyorum. | TED | فمثلًا عندما ألمس وأحرك أطرافي الاصطناعية، لا أستشعر أحاسيس اللمس والحركة الطبيعية. |
Bu yüzden, bir insan kör olunca, eskiden görme merkezi olan bölge, diğer duyularla; dokunma, duyma, sözcüklerle yer değiştiriyor. | TED | فعندما يصبح الشخص أعمى، ما نستخدمه للاتصال بالقشرة البصرية يمكن أن يكون اللمس أو السمع أو المفردات. |
Yüksek teknoloji, yüksek dokunma bazılarınızın dediği gibi. | TED | التكنلوجيا الرفيعة دقيقة اللمس اليس هذا ما يسميها بعضكم؟ |
dokunmatik ekranların orijinal çizimleri hâlâ yanımda. Size... Size göstermek isterim. | Open Subtitles | لازلت أمتلك شاشة اللمس الأصلية التي صنعتها ، أريد أن أريكم |
dokunmatik uzaktan kumanda eldiveni; yerleştireceği nanosonda için bir direksiyon simidi gibi. | Open Subtitles | قفازات اللمس عن بُعد مثل عجلة القيادة للمسبار المُصغّر الذي ستدخله الآن. |
Onun takım arkadaşı show-up ya da yakın Temas veya soft show-up oynayabilir ve birlikte switch (değişme) ya da blitz yapabilirler, başladığımda bunların çoğunu bilmiyordum ve herkes bu oklara göre hareket etseler çok iyi olurdu. | TED | زملائه يمكنهم اما الاظهار او اللعب حتى اللمس او اللعب بليونه و مع بعضهم اما يمكنهم التبديل او الهجوم و لم أعرف معظم هذه الاشياء عندما بدأت وسيكون من الرائع لو ان الجميع تحركوا وفقا لهذه الاسهم. |
Uykuda olduğunu söylemedim mi az önce? Ama dokunarak aktif hâle geldi. | Open Subtitles | قلت أنها كانت خاملة لكنها تم تشغيلها بواسطة اللمس |
Mesela, bir gece lambasının nasıl çalıştığını ya da bir asansör kapısının nasıl açık kaldığını ya da iPod'un dokunmaya nasıl cevap verdiğini anlıyorlar. | TED | على سبيل المثال، كيف تشتغل الأضواء الليلية، أو كيف يبقى باب المصعد مفتوحا، أو كيف يتجاوب الآيبود مع اللمس. |
Ve beklendiği üzere, dokunuş romantizm için can alıcı noktadır. | TED | وبشكل غير مفاجئ، فإن اللمس يعتبر عاملا مهما في الرومانسية. |
Ayrıca, yöneticilerden birkaçının da kendilerine göre bazı elleme, mıncıklama, ve açık dükkan sorunları var, o yüzden artık onların da işleri güvende. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أن العديد من الموظفين ،لديهم مشاكل في اللمس الضغط، والفتح و الأن وظائفهم بأمان، أيضاً |
Bu benim yapmış olduğum dokunsal iletişim sistemi. | TED | هذا هو شئ فعلته نظام الإتصال عن طريق اللمس. |
Yakın gözlemden ve dokunmaktan edinebileceklerini hafife alma. | Open Subtitles | لا تُقلل ممّا يُمكنك أن تعرفه عن طريق اللمس والمُلاحظة الدقيقة. |
Sadece kutsal şeyler dokunulmaya değer. | Open Subtitles | ان الأشياء المقدسة فقط هي التي تستحق اللمس |
Duck, Dokunabilir miyim? | Open Subtitles | داكي ، هل أستطيع اللمس |
- Velvet Touch'a. | Open Subtitles | -إلى " خلية اللمس " |
Her ata bültendeki atların isimlerini veriyormuş dokunup fısıIdayarak. | Open Subtitles | وانه لا يعطي مساومة لكل حصان باسم حقيقي... تفعل ذلك فقط من خلال اللمس والهمس. |
Kanıt ararken, DIA'in listesindeki kırmızı etiketli "Dokunulmaz" yazısını da görmediniz mi? | Open Subtitles | هل دققت في المذكرة التي كتب عليها باللون الأحمر " ممنوع اللمس" |