| Ve bunu yeterince insana anlatabilecek kadar param olursa, yeterince satış da yapabilirim." | TED | سابيع أفضل أذا كان لدي المال الكافي الاخبر عدد أكثر من الناس |
| James amcaya gittim. Çünkü, yeterli param yok. | Open Subtitles | ذهبت إلى العمّ جيمس لأن ليس لدي المال الكافي. |
| Bu genç adamlara küçük çiftliklerinden yeterli parayı kazanmayı sağlamalıyız kendilerine bir hayat kurmaları, gelecek sahibi olmaları için. | TED | لابد من أن نتأكد بأن هؤلاء الشباب في مزارعهم الصغيرة يستطيعون جني المال الكافي لبناء حياتهم لصنع مستقبلهم. |
| Çocuk felcini tedavisini bulacak kadar para kazandırırım. | Open Subtitles | أستطيع جمع المال الكافي لمعالجة شلل الأطفال |
| Bankada yeteri kadar paramız olduğundan emin değilim. | Open Subtitles | لا أعرف ما إذا سيكون لدينا المال الكافي في المصرف |
| Sonunda hak ettiğin güzel bir hediye için yeterli para biriktirdiğimi düşünmüştüm. | Open Subtitles | إعتقدت أني أخيراً قد وفرت المال الكافي لأشتري إليكي هدية جميلة تستحقينها |
| - Teşekkürler, Bay Fi. - Tamam. Umarım yeterince para kazanır ve bir tablonuzu satın alırım. | Open Subtitles | آمل أن استطيع توفير المال الكافي حتى استطيع شراء أدوات الرسم الخاصة بي |
| Kefalet için yeterli parası olmadığı için insanları hapsetmek toplumsal olarak yaptığımız en adaletsiz ve ahlak dışı şeylerden biri. | TED | حبس الأشخاص لأنهم لا يملكون المال الكافي لدفع الكفالة، هو أحد أكثر الأشياء الظالمة، وغير الأخلاقية التي نفعلها كمجتمع. |
| Okul malzemeleri için yeterince paramız yoktu. | Open Subtitles | لم يكن بحوزتنا المال الكافي لمستلزمات المدرسة |
| Eve gidecek kadar param yoktu. Sonra bir barmenle tanstm. Ç | Open Subtitles | لم اكن املك المال الكافي لأعود للمنزل حتى قابلت ذلك الساقي... |
| Bir aktris olmak için okuyacak kadar param olacak yakında. | Open Subtitles | قريباً سيكون عندي المال الكافي.. عندها أستطيع أن أدرس و أُصبح ممثلة |
| Geçen ayın kirasına yetecek kadar param var diyelim. | Open Subtitles | دعينا فقط نقول بأنني الآن أملك المال الكافي لدفع إيجار الشهر الماضي |
| Tek problem, bunu doğru yapmak için yeterli param yoktu. | Open Subtitles | ..المشكلة الوحيدة هي أنني ليس لدي المال الكافي لهذا |
| Bunun için yeterli param yok. Üzgünüm. | Open Subtitles | انا لا اظن انه لدي المال الكافي للتأهل , اسف |
| Joy sonunda televizyon gizleyiciyi almak için yeterli parayı biriktirdi. | Open Subtitles | جوي اخيرا وفرت المال الكافي لشراء ذالك التلفاز |
| Teknemi suya indirebilmem için yeterli parayı bir araya getirmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | سأشتري سراويلاً. أنا أحاول أن أوفر المال الكافي |
| Ama birçok hastalıkta olduğu gibi, etrafa bakacak kadar para yok. | Open Subtitles | و لكن معَ وجود أمراض كثيرَة أُخرى لا يوجَد المال الكافي لتوزيعِه |
| Hiç vakit kaybetmeden, yeni bir bina yapacak kadar paramız vardı. | Open Subtitles | وفي ليلة وضحاها, كان عندنا المال الكافي لشراء مبنانا الخاص |
| Tembel bir rakun ise bağış paralarını çaldı, ama yeterli para yoktu. | Open Subtitles | راكون كسول سرق مال التبرعات لكن لم يحصل على المال الكافي |
| Bu sene birlikte sıkı... çalışırsak yeterince para biriktirebileceğimizi söyledi. | Open Subtitles | عندها يمكننا أن نجني المال الكافي للذهاب في جولة |
| Hayır, bir film için kilisemizin yeterli parası var. | Open Subtitles | لا، كنيستنا لديها المال الكافي لإنتاج فيلم واحد |
| Benzin almak istiyoruz ama yeterince paramız yok. | Open Subtitles | نريد شراء الوقود ولكننا لانملك المال الكافي |
| Hayatımızın geri kalanını Brezilya'da geçirecek kadar paran olsaydı isterdim. | Open Subtitles | أنا مستعدة إذا كان لديك المال الكافي للبقاء في البرازيل لبقية حياتنا |
| Ayoub iki aydır çok çalışıyor... ama Madi'nin ameliyatı için lazım olan parayı tamamlayamadı | Open Subtitles | لقد عمل أيوب بجد خلال الشهرين الماضيين لكنه لم يجني المال الكافي لعملية مهدي |
| Pakistanlıları arayıp yeterli paramızın olmadığını söylerim. | Open Subtitles | سأتصل بالباكستانيين و أشرح لهم أننا ليس لدبنا المال الكافي. |