| Eğer protestocular olursa, kalabalığa konsantre olacağız. | Open Subtitles | فإننا نركز جهودنا للتحكم في المظاهرة أذا تمكنا من تفريق المتظاهرين |
| - Şuraya bir bak. - Delegelerin çoğu konferansa gelemiyor. protestocular kavşakları zapt ettiler. | Open Subtitles | انظر الى هذا المكان , المفوضين لا يمكنهم الدخول المتظاهرين يغلقون المنطقة |
| protestocular şiddete başvurmuyor. Eğer askerleri çağırırsanız... | Open Subtitles | ولكن المتظاهرين لا يمارسون العنف إذا حضر الحرس الوطنى |
| Herkes Berkut'un Protestoculara ateşe başladığını düşündü. | Open Subtitles | ظنّ الناس ان قوات مكافحة الشغب عاودت اطلاق النار على المتظاهرين |
| Bütün protestocuların oraya odaklanacağını düşünüyoruz. | Open Subtitles | لأننا نخمن أن كل المتظاهرين سوف يتركزون فى هذه المنطقة |
| Polisler otobüslerle gelip protesto yapanlara ateş etmeye başladı, | TED | قدمت الشرطة الفيدرالية في باصات وبدأوا بإطلاق الرصاص اتجاه المتظاهرين |
| Polisin uyguladığı şiddet ve misillemeye yorumunuz nedir? Bazı protestocular yasaları çiğnemeyi seçti. | Open Subtitles | لقد رأينا استخدام الشرطة للعنف على التليفزيون أجل , لأن المتظاهرين هم من اضطرونا لذلك |
| Polisin zorla uzaklaştırdığı kızgın protestocular yaklaşan sokağa çıkma yasağı ile birlikte Birdway ve Paun Street sakinleri ile karışmış durumda. | Open Subtitles | القوة التى إستخدمتها رجال الشرطة فى المدينة لم تفرق بين المتظاهرين والمواطنين فى برودواى وشارع باين |
| Ama o protestocular kanunları çiğnedikleri için hapisteler. | Open Subtitles | ولكن هؤلاء المتظاهرين فى السجن لأنهم خالفوا القانون |
| İş konseyi tutuklu protestocular bırakılmazsa genel grevle tehdit ediyor. | Open Subtitles | نقابة المحامين ستقوم برفع دعوى عامة إذا لم نخلى سبيل المتظاهرين |
| protestocular parmaklıklar arkasındaki yaklaşık beş yüz kişinin salıverilmesini istiyor. | Open Subtitles | المتظاهرين خارج السجن يطالبون بالإفراج عن المتهمين |
| Binanın dışındaki protestocular gibi sözlerim duyulacak. | Open Subtitles | دعوا المتظاهرين خارج هذا المبنى يسمعوا ما نقوله هنا |
| protestocular, çiftçiler mızmız ve şirret. | Open Subtitles | المتظاهرين والمزارعين العاهرات والتنهدات. |
| Protestoculara yapılanlar korkunçtu. | Open Subtitles | ما فعلوه بهؤلاء المتظاهرين كان شيئاً فظيعاً |
| Bu Protestoculara rağmen sabah rahatça gelebildin mi? | Open Subtitles | هل إستطعتِ الدخول في هذا الصباح مع كل هؤلاء المتظاهرين هنا؟ |
| - Evet, Jean Asbury Seattle'da bize protestocuların başvurdukları taktikleri gösterdi. | Open Subtitles | حسنا , كان معكم جين أسبيرى من سياتل وكانت تريدنا أن نشاهد أساليب المتظاهرين المبتكرة |
| Bu hapiste olan protestocuların dosyası. | Open Subtitles | هذا ملف للكثير من المتظاهرين المعروفين الموجودين بالسجن |
| Körfez Savaşı ve Vietnam'ı protesto edenlere tepkiniz nedir? | Open Subtitles | سواء على حرب الخليج أو فيتنام أنا دائما ما أكره المتظاهرين |
| Amerikan Elçiliği'nin önündeki gösterici sayısı İHA operatörü Teğmen Tanner hakkındaki raporun sızmasıyla üçe katlandı. | Open Subtitles | عدد المتظاهرين خارج السفارة الأمريكية تضاعف ثلاث مرات منذ تسريب التقرير ان الملازم كريستوفر تانر |
| O serserilere, göstericilerin arasına sızıp kargaşa çıkarmaları emrini veren sensin. | Open Subtitles | ألستَ منْ أعطى التعليمات لرجال العصابات ...ليتسللوا مع المتظاهرين ويفتعلون الفوضى؟ |
| Eylemciler parlamentoya girdiler. Riski oradan kaldırmalıyız. | Open Subtitles | المتظاهرين دخلوا البرلمان يجب أن نتأكد من زوال الخطر |
| Ama zaman geçtikçe anlaşıldı ki, bu protestoların bir etkisi yoktu. | Open Subtitles | لكن بمضى الوقت ومع شعور المتظاهرين أن السلمية وسيلة غير فعالة |
| protestocuları tutuklamaya başladılar. | TED | بدأو بإطفاء القنوات التي يستخدمها المتظاهرين |
| Bariyer duvarlara hayır. 5 Şubat gününde, Kahire'ye beton yol barikatları kuruldu, Savunma Bakanlığı'nı protestoculardan korumak için. | TED | لا لجدران العزل. في ال5 من فبراير، تم تثبيت حواجز طرقية اسمنتية في القاهرة لحماية وزارة الداخلية من المتظاهرين. |
| Atina polisi, özel timlerinin göstericilere müdahale ettiğini bildiriyor. | Open Subtitles | شرطة "أثينا" أعلنت أن الفرق التكتيكية تتحرك نحو المتظاهرين |