| Çoklu kayıp şahıs vakaları, her yerde olan şeyler, Mulder. | Open Subtitles | حالات الأشخاص المفقودين المتعدّدة ليست تلك الغير عامة، مولدر. |
| Sonra anladı ki Çoklu kişilik bozukluğu varmış. | Open Subtitles | وبعدها في وقتٍ لاحق إكتشفت أنّ لديها إضطراب الشخصيّة المتعدّدة |
| Polis burada gerçekleşen Çoklu cinayeti kabul etti ama hiçbir açıklama ya da olası nedeni belirtmedi. | Open Subtitles | أكّدت الشّرطة جرائم القتل المتعدّدة التي وقعت هنا لكنّهم لم يقدّموا أيّ تفسير أو دافع محتمل. |
| Birden fazla pıhtı bağırsak iskemisini akciğerleri ve karaciğeri birbirine bağlar. | Open Subtitles | والخثرات المتعدّدة في الدم قد تفسّر احتشاء الأمعاء، ومشاكل الرئة والكبد |
| Kollarda ve bacaklarda Birden fazla sıyrıklar. | Open Subtitles | التآكلات المتعدّدة على الأذرع والأرجلِ. |
| - Birden fazla yılan ısırığından dolayı öldü. | Open Subtitles | - مات من لدغات الأفعى المتعدّدة. |
| Çoklu partilere izin vardir. | Open Subtitles | الأطراف المتعدّدة مسموح بها. |
| Birden fazla vak'a demek ki. | Open Subtitles | الأحداث المتعدّدة. |
| Fuhuş nedeniyle Birden fazla tutuklanmış. | Open Subtitles | توقيفات المتعدّدة للدعارة |