| Yani araç paylaşma fikrinin güvenli ve Denemeye değer olduğuna güvenmek zorundasınız. | TED | ولذلك، عليكم أن تثقوا بأن فكرة مشاركة الركوب هي آمنة وتستحق المحاولة. |
| Denemeye değer bir amaç. Ama yardıma ihtiyacım var. Mürettebata ihtiyacım var. | Open Subtitles | أعتقد أنه من واجبي المحاولة و لكنني أحتاج للمساعدة, إحتاج إلى طاقم |
| Arabayla buraya kadar geldi, belki bir kez daha denemek istiyor. | Open Subtitles | لقد رغب في الحضور إلى هنا ربما يود المحاولة من جديد |
| Biraz daha inançlı halde bir daha denemek ister misin? | Open Subtitles | هل تريدين أن تعيدي المحاولة مع المزيد من الادانة ؟ |
| Ama derler ki; önemli olan tek şey denemekten asla yılmamaktır. Tamam mı? | Open Subtitles | ولكن الأمر الوحيد المهم فعلاً هو ألا تكف عن المحاولة أبداً موافق ؟ |
| Birlikte olmak için bir fırsat yakaladık. Ama sen Denemeye korkuyorsun. | Open Subtitles | نحن لدينا فرصة لنكون سويا، و لكنك فقط خائفة من المحاولة |
| Bu yüzden kendimizi, Denemeye ve öğrenmeye devam etmeye zorlarız... | Open Subtitles | لذا نجبرُ أنفسنا على الاستمرارِ في المحاولة والاستمرارِ في التعلّم |
| Tüm gün sana ulaşmaya çalıştığını söyledi, sonra burayı Denemeye karar verdi. | Open Subtitles | قال أنه كان يحاول الإتصال بكِ طيلة اليوم لذا قرر المحاولة هنا |
| Rejenerasyon geçiremeyecek kadar yaralı olsak da vücudumuzdaki her hücre Denemeye devam eder. | Open Subtitles | حتى وإن كانت الإصابة تمنعنا من التجدد كل خلية في جسدنا تواصل المحاولة |
| Ne zaman ve nasıl olduğunu bilemezsiniz, ama Denemeye değer. | TED | لا تستطيع أن تعرف متى أو أين أوكيف لكن الأمر يستحق المحاولة. |
| Bağları çözüp denemek istiyorum. - Olmaz. - Bilincini zapt ediyor olabiliriz. | Open Subtitles | كلا، لا يمكنه رفع يده، إنها الزاوية أريد المحاولة ثانيةً دونما تصفيد |
| Oscar'a, profesyonel bir kariyere adım atmayı denemek istediğimi söyledim. | Open Subtitles | أخبرت أوسكار أنــي أرغب في المحاولة للحصول على مهنة كمحترفة |
| O, bir sanatçı olarak boşluk sayesinde gelişiyordu ve benim işimse denemek ve sürdürmekti. | TED | تعلمون، كان يشارك كفنان من خلال المكان، وكانت وظيفتي المحاولة والمواكبة. |
| Birçoğumuz harika bir fikrimiz olduğunda denemekten kaçınıyoruz. | TED | وبالنسبة للكثيرين منّا، عندما تكون لدينا فكرة مهمة، فنحن لا نجرب حتى المحاولة. |
| - deneyebilir miyim? | Open Subtitles | هل أستطيع المحاولة لا بأس بالتجربة.. نعم |
| Önceden çok deniyorduk. Ama 5 yıl sonra denemeyi bıraktık. | Open Subtitles | كنا متحمسين بالبداية, ولكن بعد 5 سنوات توقفنا عن المحاولة |
| O hâlde, zirvedeki kampa ulaştıklarında onlara tekrar anlatmayı dene. | Open Subtitles | حسناً، أخبرهم أن يعيدوا المحاولة حينما يصلوا إلى المخيّم المرتفع |
| Ben istemedim, ama bir kez daha deneyebilirim belki dedim. | Open Subtitles | لم أرغب بذلك ، لكن إعتقدت أن عليّ المحاولة مرة أخرى |
| - Belki evet belki hayır, ama deneyebiliriz. | Open Subtitles | ـ ربما نعم ، ربما لا ، لكن يمكننا المحاولة |
| Yatma zamanı. Kahvaltıda tekrar deneyebilirsin. | Open Subtitles | وقت السرير تستطيعين المحاولة مرة اخرى في الأفطار |
| Annem başkasından alıyormuş fakat Denediğin için sağ ol. | Open Subtitles | ستحضره أمي من مكان اخر, ولكن شكراً على المحاولة |
| Ardından gelen üçüncü deneme de beni bayağı toparlamıştı. Ta ki başarısız olana kadar. | TED | وفي المحاولة الثالثة التي رممت ما يمكن ترميمه حتى استوى الوضع .. فما هي الا هنيهة حتى فشلت مرة اخرى |
| Samanlıkta iğne arayacak olsak da yine de şansımızı denemeliyiz. | Open Subtitles | حسن، ربما يكون إبرة في كومة قش، تعلمين، علينا المحاولة. |
| deneyelim ve cevabı bulabilecek miyiz görelim. | TED | دعونا نرى إذا كنا نستطيع المحاولة واستخدام المنطق لإيجاد الحل. |
| deneyin ve sonuçlarınızı yorum olarak paylaşın. | TED | يمكنك المحاولة وضع النتيجة في تعليق تحت الفيديو. |
| Eğer seni burada öldürürsem bir sonraki yıl tekrar Denerim. | Open Subtitles | بينما لو قتلتكَ الآن، سيتعيّن عليّ المحاولة العام المُقبل وحسب. |