| Bu protestocular, Karl Marx gibi sosyalist liderlerin eserlerini okumak ve askeri stratejilerde bilgelik aramak adına Sankara'ya ilham oldu. | TED | ألهم هؤلاء المحتجين سانكارا لمطالعة كتب زعماء الاشتراكية مثل كارل ماركس وليبحث عن الحكمة من الاستراتيجية العسكرية. |
| İki yüz sene öncesine köle ticaretinin, William Wilberforce ve diğer protestocular tarafından baskılandığı döneme gidelim. | TED | لنذهب الى الوراء 200 عاماً عندما كانت تجارة الرقيق تحت الضغط من وليم ويلبرفورس وكل المحتجين. |
| protestocuların gitmesini sağlarsan, bütün şişeyi sana veririm. | Open Subtitles | أطرد المحتجين من هنا وسأعطيك الزجاجة بكاملها |
| protestoculardan biri kendini yakmadığı sürece bizim hikayelerimiz değiller. | Open Subtitles | ما عدا قصة المحتجين الذين أحرقوا أنفسهم , لكن هؤلاء ليسوا قصتنا |
| Etkinlik katılımcılarının, grevcilere yiyecek ve içecek ikram etmesiyle, protesto dağıldı. | Open Subtitles | تفرقت المظاهرة عندما قام جامعي التبرعات بعرض الطعام والشراب على المحتجين. |
| - O protestocu intikam alacak biri mi? | Open Subtitles | أتعتقد ان هؤلاء المحتجين من النوع الذي يبحث عن الإنتقام؟ |
| eger protestocular kendilerini yakarlarsa olur onlar bizim hikayemiz değil. | Open Subtitles | إلا تلك التي تخص المحتجين إنها ليست قصتنا |
| Ziyaretçiler barışçıl ve protestocular da eninde sonunda bunu anlayacaktır. | Open Subtitles | الزوار أصدقاء و المحتجين سيدركون ذلك في نهاية المطاف. |
| protestocular ve haber araçları ilerlememizi olanaksız kılıyor. | Open Subtitles | إنظر، المحتجين وعربات الأخبار يجعلوا وصولنا مستحيل |
| Kırma alanındaki protestocular çukurdaki cesedi görmüşler. | Open Subtitles | يبدو أنّ المحتجين كانوا في موقع التكسير الهيدرولي ورأوا الرفات في الحفرة. |
| Hayır ama protestocular kırma şirketini suçluyor. Sadece faraziye. | Open Subtitles | كلا، لكن المحتجين يتّهمون شركة التكسير الهيدرولي، والذي ليس سوى إفتراض. |
| Baba, sanırım ajan seninle ölen protestocular hakkında konuşmak için geldi. | Open Subtitles | والدي, أعتقد أن عميل التحقيقات المركزية هنا ويريد التكلم معك عن المحتجين الذين قتلوا وهم مربوطين بالسياج |
| Hastanedeki atmosfer bugün her iki taraftaki protestocuların konuşmalarıyla gittikçe saldırgan hale geldi. | Open Subtitles | كان الجو العام متوتراً في المستشفى اليوم مع ازدياد عدوانية المحتجين ...من الطرفين |
| Bugün ise Madison'daki protestocuların sayısı 30.000'ler civarında. | Open Subtitles | الليلة,عدد المحتجين في ماديسون يقدر بحوالي 30,000 |
| Birleşmiş milletlerdeki sorun kızgın protestocuların toplanmasına ve tartışmaya konu olan kişinin protesto edilmesine yol açtı. | Open Subtitles | , مشاكل في الأمم المتحدة حيث حشد من المحتجين الغاضبين قد تجمعوا للإحتجاج على متحدث مثير للجدل |
| Görünüşe göre protestoculardan biri başka bir akım başlatmak için gruptan ayrıldı. | Open Subtitles | على ما يبدو ان احد المحتجين انشق عن المجموعه ليبدأ تحركا جديدا احتلال الحمام |
| Turner'la çok yakındılar. Ayrıca kampus polisi gelmeden Turner'ı protestoculardan ayıran oydu. | Open Subtitles | كان قاسياً مع (تيرنر), هو أيضاً من قام بسحبه من المحتجين قبل أن تصل الشرطه للحرم |
| - ...barışçıl protestoculardan ayırt etmektedirler. | Open Subtitles | من بين المحتجين المسالمين - سعادتكم - |
| Heliopolis'e doğru ilerleyen bir grup protestocu var. | Open Subtitles | هنالك مجموعة من المحتجين قادمون باتجاه هليوبليس. |
| Başkanlık sarayına doğru ilerleyen protestoculara dair bilgisi olup olmadığını sor. | Open Subtitles | اسئله ان كان يعلم شيئًا عن المحتجين المتجهين الى القصر الرئاسي. |
| O yüzden protestocuları uzak tutmak için milyarlarca kilometrelik güvenlik çitini teslim etmen lazım. | Open Subtitles | لذا احتاجك لتسليم السياج الامني لابعاد المحتجين . |