| Fakat muhbir ordusuna sahip olduğu için, Escobar bir şekilde kaçıyordu. | Open Subtitles | لكن مع جيش من المخبرين إسكوبار بطريقة وأخرى دائماً يلوذ بالفرار | 
| Ona, artık muhbir kullanmadığını söyleyip WFO ve Güvenlik Departmanı'nı aramasını önerdim. | Open Subtitles | لقد أخبرته أنك لم تعد تعمل مع المخبرين و عرضت عليه تحويل المكالمة الى جهة اخرى | 
| Bu muhbirler Ebu Halid Abdüllatif ve Walli Mücahid gibi insanları yakalar. | TED | هؤلاء المخبرين يعتقلون الناس مثل أبو خالد عبد اللطيف و والي مجاهد | 
| Onun yerine köpeklere yaptıkları gibi muhbirlerin derilerinin altına çip yerleştiriyorlar. | Open Subtitles | بدلا من ذلك، فهُم يزرعون رقائق تحت جلد المخبرين مثل الكلاب | 
| Terörist bombacılar hakkında verilen önemli istihbarat karşılığında ABD, muhbirleri buraya alıyormuş. | Open Subtitles | مقابل الحصول على معلومات قيّمة عن المفجرين الإرهابيين الولايات المتحدة نقلت المخبرين إلى داخل البلاد | 
| dedektifler, bankanın içindeki faillerle temasa geçtiler. | Open Subtitles | لقد علمنا من المخبرين أنهم أجروا إتصالاً بالمجرمين في المصرف | 
| Dünya dedektif Birliği, James Bong. | Open Subtitles | إتحاد المخبرين السريين العالمى , جيمس بونج | 
| Verdiğin muhbir dosyalarının daha yarısını hallettim. | Open Subtitles | قد راجعتُ نصف ملفات المخبرين التي أعطيتني إيّاها | 
| Verdiğin muhbir dosyalarının daha yarısını hallettim. | Open Subtitles | قد راجعتُ نصف ملفات المخبرين التي أعطيتني إيّاها | 
| Verdiğin muhbir dosyalarının yarısını hallettim. | Open Subtitles | قد راجعتُ نصف ملفات المخبرين التي أعطيتني إيّاها | 
| Ayrıca Amerika için İran'da gizlice çalışmış bütün muhbir isimlerinin listesi de var. | Open Subtitles | و ذكر كذلك أسماء جميع المخبرين الذين يعملون متخفين لصالح الولايات المتحدة في إيران | 
| Adamın yanına yaklaşmak çok zor. Her yerde muhbirler var. | Open Subtitles | مشكلتنا فى الوصول إليه تزداد المخبرين في كل مكان | 
| Ama beni gizli muhbirler kullanmanın... yasalara aykırı olduğuna dair ikna edemezsiniz. | Open Subtitles | .. لكنكلن تقنعني. بأن حكومتنا لم تقاطع إستعمال المخبرين المجهولين | 
| Almanlar nerede, muhbirler nerede bilmeliyiz. | Open Subtitles | أماكن تمركز الألمان، وأتباعهم من المخبرين. | 
| muhbirlerin ihtiyaç halinde kullanmak için büyük bir şey sakladıklarını bilecek kadar uzun süredir bu işin içindeyim. | Open Subtitles | لقد كنت في هذا المجال لفترة كافية لمعرفة أن المخبرين يتركون أهم معلوماتهم | 
| Danimarkalı muhbirleri ve içimizdeki Nazileri defetmeye uğraşmıyor muyduk? | Open Subtitles | ليس من واجبنا القضاء على الدانماركية المخبرين والنازيون؟ | 
| dedektifler, bankanın içindeki faillerle temasa geçtiler. | Open Subtitles | لقد علمنا من المخبرين أنهم أجروا إتصالاً بالمجرمين في المصرف | 
| Aslında, en iyi özel dedektif davayı çözendir. | Open Subtitles | في الحقيقة، أفضل المخبرين الخاصّين يحلون القضية | 
| Savcılığın sokakta bir sürü muhbiri var. | Open Subtitles | في مكتبي لديهم بعض المخبرين النشطين في الشوارع. | 
| - Ben senin o suçlu muhbirlerinden değilim. | Open Subtitles | أنا لست واحدا من المخبرين الجنائيين الخاصين بك | 
| Yalan söyledim, muhbirlerle düşüp kalktım uyuşturucu aldım, kanıtları çarpıttım. | Open Subtitles | لقد كذبت وقد نمت مع المخبرين تعاطيت المخدّرات و زيّفت الدليل | 
| JJ, Reid ve Prentiss detektiflerle beraber olay yerine gittiler. | Open Subtitles | Jj، إعادة هويةِ، وprentiss ذَهبَ إلى مشهد جريمةِ مَع المخبرين. | 
| En iyi muhbirlerimden bazıları akla gelebilecek en kötü pisliklerdir. | Open Subtitles | بعض افضل المخبرين لدي . هم أسوا الحثالات الممكن تخيلهم | 
| Düğün için belgelerimi almaya gittiğimde, o geceki dedektiflerden birine rastladım. | Open Subtitles | ذهبت إلى قاعة المدينة للحصول على شهادة زواجي، وقابلت أحد المخبرين | 
| Casusluk yasası muhbirlere karşı kullanılmaya devam ettiği sürece ne yazık ki bu mümkün değil. | Open Subtitles | ولكن للأسف لم يكن، ما يمكن أن يحدث في الوقت الراهن - - قانون التجسس والطويل هو تستخدم ضد المخبرين. |