Yoksa seni o kadar uğraşıp da hapisten erken çıkarttığıma yazık olur. | Open Subtitles | سيكون من المخزي تكبدي لكل هذا العناء لأخراجك مبكراً من السجن |
Ama çok yazık, çünkü beş para etmezsin. | Open Subtitles | و هذا المخزي في الأمر لأنك لا تقدّر شيئاً |
Bu kadar güzel bir şeyi kaybetmek yazık olur, değil mi beyler? | Open Subtitles | بالرغم من إني لازلت أري إنه من المخزي فقدان شيء جميل أليس كذلك؟ |
Bu kadar utanç verici şeydir, o Madan Chopra'nın kızıdır gizlice birini sevdi. | Open Subtitles | هذا الشىء المخزي من بنت مادن شوبرا وهو أن تحب شخص ما سرّا |
Bu utanç verici cinsel saldırı gerçekten işine yarayacak, değil mi? | Open Subtitles | هذا العمل المخزي الجنسي قام بفعل جيد لكِ أليس كذلك؟ |
Amerikalılar her an gelebilirler. Bu serserilerin burada bulunması aşağılayıcı bir şey! | Open Subtitles | سيصل الأميركان في أيّ يوم الآن من المخزي رؤية حفنة المشرّدين هنا |
- Ne yazık ki oraya insan giremiyor. | Open Subtitles | نعم ، من المخزي أن الناس لا يستطيعون زيارتهم هناك |
Artık kimsenin düğün gecesini beklememesi çok yazık! | Open Subtitles | إنه لمن المخزي أنه لم يعد أحد ينتظر حتى ليلة زواجه |
Şükran Gününde çalışacağımı kaldıramaması çok yazık. | Open Subtitles | من المخزي أنها لاتستطع تقبل عملي في العيد |
Ah, ne yazık, bu kafesli asansörlerden yapmıyorlar artık Metal işçiliğindeki detaylar harika | Open Subtitles | من المخزي أنهم لم يعودوا يصنعوا أقفاص المصاعد |
O bacakların ziyan olması yazık olurdu. | Open Subtitles | سيكون من المخزي التخلّي عن هاتين الساقين |
Gidip nehri geçip yakalansan çok yazık olur bence. | Open Subtitles | سيكون من المخزي أن تعبر هذا النهر كي يمسكوا بك |
Öldürene kadar kanını içerler, yazık olur. | Open Subtitles | ،سيستنزفونك حتى الموت الأمر المخزي حقاً |
- Bu kadar hayat dolu ve güzel bir şeyi kaybetmek yazık olurdu. | Open Subtitles | - جلالتك - حسنآ,اعتقد بأنه من المخزي ان نفقد اثر شيء مفعم بالحياة وجميل |
Öğleden sonrası zamanını tanışmadığı kadınlar için midilli yarışı oynayan birinin kişiliğini bozmak yazık olur. | Open Subtitles | سيكون من المخزي نزع مبادئ ...الرجل الذي يقضي وقت ظهيرته يلعب مع الجياد لأجل بضعة نساء لم يقابلهن من قبل |
Seni yakacak olmaları yazık. | Open Subtitles | من المخزي أنهم سيحرقون جثتك |
Bizi sevmediklerini öğrenmek oldukça utanç verici. | Open Subtitles | من المخزي اكتشاف عدم حب هؤلاء الرفاق لنا |
Ama utanç verici iki yılın ardından, bir sabah uyandım ve kaybetmek üzere olduğum şeylerin farkına vardım. | Open Subtitles | كل ما أعرفه هو أنه بعد عامين من الخداع المخزي في هذه الحياة المزدوجة, صحوت كأنما من حلم... رأيت ما سوف أخسره |
Mesela Edward Gibbon'un eseri "Roma İmparatorluğu'nun Gerilemesi ve Çöküşü"nden bir paragraf düşünün: "Tüm çarpışma 12 saatin üstünde sürdü, İranlıların gerilemesi serkeş bir kaçışa dönene kadar ki bu utanç verici örneği başlıca liderler ve Surenas'ın kendisi vermişti." | TED | على سبيل المثال، لننظر إلى مقطع من كتاب إدوارد جيبون: "تدهور وسقوط الإمبراطورية الرومانية" " إستمر الاشتباك لأكثر من إثنتي عشرة ساعة حين تحول الإنسحاب التدريجي للفرس الى هروب فوضوي، بسبب المثال المخزي الذي قدمه قادتهم الرئيسيين والساريناس أنفسهم " |
Dilekçemiz reddedilirse, Aizu bölgesinin efendisi, Masakata Matsudaira ve onun yanında yer alarak bu utanç verici zorbalığa alet olan herkesin Japonya'nın 60 vilayetinde tanınması sağlanacaktır. | Open Subtitles | ،لو رُفضت عريضتنا فإن هذا التصرف المليء ،بالطغيان المخزي ،(من جانب (ماساكاتا ماتسودايرا (سيد مقاطعة (إيزو |
Amerikalilar her an gelebilirler. Bu serserilerin burada bulunmasi asagilayici bir sey! | Open Subtitles | سيصل الأميركان في أيّ يوم الآن من المخزي رؤية حفنة المشرّدين هنا |