| Zaman lazım. Bana 60 saniye ver. Sonra iki kadını da öldür. | Open Subtitles | أحتاج إلى بعض الوقت ، اعطني 60 ثانية ثم اقتل المرأتين |
| Bu adam, iki kadını da tek olduklarına inandırmıştı. | Open Subtitles | هذا الرجل جعل هاتين المرأتين تُصدّقان أنّها حبيبته الوحيدة فحسب. |
| Güller, köpek. Bu kadınları tanımıyordu. | Open Subtitles | ،الورود، الكلب كان غريباً بالنسبة لهاتين المرأتين |
| kadınları 2 ay hareketsiz tutuyor. | Open Subtitles | لقد أبقت هاتين المرأتين مشلولتين لمدة شهرين |
| Yalnızca bu kadınların olayı cenazede öğrenmelerini istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أريد لهاتين المرأتين أن تكتشف هذا في الجنازة |
| İki kadının otopsisinde ortaya çıkan sakinleştiricinin miktarı uçak tutması için alınandan çok daha fazlaydı. | Open Subtitles | الممنوعات التي تبين في التشريح أن المرأتين تناولو الكثير منها أكثر من أي أحد يتناول لدوار الجو |
| O iki kadına yaptığın şeyin sorumluluğunu tek başına taşıyamadığın için 10 yaşındaki bir çocukla paylaştın. | Open Subtitles | لم تقوَ على حمل وزر ما فعلتَه لتلكما المرأتين لوحدك فأطلعت فتى بالعاشرة عليه |
| Bu iki kadından biriyle 40, 50 yıl yaşayabilirsin. | Open Subtitles | والآن قد تعيش لأربعين أو خمسين عاماً مع احدى هذه المرأتين |
| kadınlar hafif de olsalar ceset taşırken yakalanma riski var. | Open Subtitles | حتى لو كان وزن المرأتين خفيف فقد يمسك بها أحد وهي تحمل الجثة |
| Adamı çarmıha gerin, kadını da boğarak öldürün. | Open Subtitles | إجعلوهم عبره إصلبوا الرجل و إشنقوا المرأتين |
| Eğer o teslim altından çıktıysa, gerçekten iki kadını öldürdük demektir. | Open Subtitles | لوأنـّهتحررمنتأثيرالأعتراف، إذاً ، نحن قتلنا كلتا المرأتين. |
| Eminim hepiniz öldürülen, mahalledeki iki kadını duymuşsunuzdur, değil mi? | Open Subtitles | متأكّد أنّكم سمعتم حول المرأتين المحليّتين اللتين عثر عليهنّ مقتولاتٍ. صحيح؟ |
| Sanrının ne olduğunu bilmiyoruz ama kadınları baştan yaratıyor ve buna ilaç verdiği anda başlıyor. | Open Subtitles | لا نعرف ما هو الوهم لكننا نعلم أنه يتضمن تغيير شكل المرأتين وقد بدأ ذلك لحظة تخديرهما |
| Aleme ibret olsun. Adamı çarmıha gerin, kadınları boğun. | Open Subtitles | إجعلوهم عبره إصلبوا الرجل و إشنقوا المرأتين |
| Bunca yıl önce bu kadınları kimin öldürdüğüne şüpheleri çekmek istiyorlar. | Open Subtitles | إنّهم يريدون إثارة الشكّ بخصوص قاتل المرأتين خلال السنين الماضية. |
| O kadınların peşine takılırsan bu kaset, ülkedeki tüm cezaevi yetkililerinin masasına postalanır. | Open Subtitles | إن لحقت بأيٍ من هاتين المرأتين سيكون هذا الشريط على مكتب كل مسؤول سجن الولاية |
| kadınların arkasına saklanmayı bırak da ortaya çık. | Open Subtitles | توقف عن الاختباء خلف هاتين المرأتين ولتضهر نفسك |
| Hem o oyundaki kadınların yüzünde korkunç, tiyatral bir makyaj vardı. | Open Subtitles | كما أن المرأتين في تلك المسرحية كان لديهما ماكياج شنيع على وجهيهما، |
| İki kadının arasında çıngar çıkacak. Orası kesin. | Open Subtitles | لقد احتدمت المناقشة بين المرأتين سأضمن لك هذا القدر |
| Onlarla bu kadar zaman geçiriyorsa bu iki kadının hala sağ olması mümkün. | Open Subtitles | ان كان يمضي كل ذلك الوقت معهن هناك احتمال ان تلك المرأتين ما زالتا على قيد الحياة |
| Bu iki kadına da yardım etmek istiyorum. Birisini korumak, diğerine de özgürlüğünü vermek. | Open Subtitles | أودّ مساعدة كلتا المرأتين بحيث أحمي واحدة وأحرر الأخرى |
| Bu adamın bu iki kadından da çocuğu var. | Open Subtitles | لقد أنجب أطفالاً من كلتا هاتين المرأتين |
| O kadınlar bu evden bir daha hiçbir zaman çıkamayacaklar. | Open Subtitles | إذ أن تينك المرأتين لن تبارحا هذا البيت قطّ. |
| İlk toksik rapora göre kadınlardan hiçbirine uyuşturucu verilmemiş. | Open Subtitles | تقرير السموم الأولي يشير إلى أن كلتا المرأتين تم تخديرهما |
| Böylece, hayatınızda sizi düş kırıklığına uğratan iki kadın yani karınız ve çocuğunuz, bir daha asla bir araya gelemeyecekti. | Open Subtitles | من أجل جعل المرأتين اللاتى فى حياتك وتسببن فى خذلانك زوجتك و طفلتك الا يتحدوا ابدا |