| Sadece bu seferlik bir tek atarım. | Open Subtitles | ولكن هذه المرة فقط وسوف يكون لها هيئة التصنيع العسكري. |
| 3 ay yakın bir zaman değil. Ve bu da bu seferlik. | Open Subtitles | ثلاثة شهور ليست قريبة وهذا بالنسبة لهذه المرة فقط |
| Saat 12 de. Sadece bugün. Sadece bir seferlik. | Open Subtitles | خمس دقائق تأخير، في الساعة الثانية عشر اليوم فقط ، هذه المرة فقط |
| Para kutumda bozuk para var. - Bir defalık, lütfen. | Open Subtitles | - جلبت معي بنسان من صندوق مالي هذه المرة فقط من فضلك؟ |
| Onlar iyi insanlar, bir kereliğine de olsa onlara güven. | Open Subtitles | إنهم أناس طيبون .. ثق بهم ولو لهذه المرة فقط |
| Aşağιlιk insanlarla konuşmayι sevmem, ama bir kerelik konuşacağιm. | Open Subtitles | انا لااحب الكلام مع الآفات ولكن سأكلمك هذه المرة فقط |
| Bu sefer sırf kadınsın diye arkamı dönmeyeceğim. | Open Subtitles | .لن أمنعك من القتال هذه المرة فقط لأنك إمرأة |
| Yapma. sadece bir kez öpüştük. Hiçbir şey olmadı. | Open Subtitles | من فضلك ، تبادلنا قبلة ، تلك المرة فقط ، لم تكن شيء |
| Saat 12 de. Sadece bugün. Sadece bir seferlik. | Open Subtitles | خمس دقائق تأخير، في الساعة الثانية عشر اليوم فقط ، هذه المرة فقط |
| Benim için biraz büyük ama bu seferlik bunu göz ardı edebilirim. | Open Subtitles | كبيرة إلى حدٍّ ما لذوقي ، لَكنِّي يُمْكِنُ أَنْ أَغْفرَ هذا هذه المرة فقط |
| Benim için oyunu ona ver, bir hediye olduğunu farzet. Haydi ama sadece bu seferlik. | Open Subtitles | إنني أطلب منك هذا كصنيع، فأفعل هذا من أجلي، هذه المرة فقط |
| Ama lütfen bu tek seferlik ekstra ödülü kabul et. | Open Subtitles | مع دلك، إقبل من فضلك في هده المرة فقط هدية إضافية |
| Doktor, bu seferlik, sadece bu sefer, lütfen, kaçmak zorundasın. | Open Subtitles | ,دكتور, لمرة واحدة, هاته المرة فقط أتوسلك أن تهرب |
| Beni bu seferlik affederseniz, ne isterseniz yaparım... | Open Subtitles | اذا تساهلت معي هذه المرة فقط ، سوف أنفذ كل ماتطلبه مني .. |
| Tamam, sana yardım edeceğim. Ama yalnızca bu seferlik. Yaparken sonradan birbirimize bağlanmayacağız. | Open Subtitles | حسنا ، سوف أساعدكِ هذهِ المرة فقط ولكننا لن نتعانق عندما ننتهي |
| Cevap verme. Sadece bu defalık, cevap verme. | Open Subtitles | ـ لا ترد عليه هذه المرة فقط |
| Lütfen, bu defalık. | Open Subtitles | رجاء، هذه المرة فقط |
| Anne bu defalık izin ver. On birde dönerim. Anne bu defalık izin ver. | Open Subtitles | هيا يا أمي، هذه المرة فقط. |
| Bir kereliğine benim eve gitmenize izin verdim, o da konuşmanız içindi. | Open Subtitles | لقد قلت انه بإمكانك استخدامك لشقتي تلك المرة فقط للتحدث |
| Sadece bir kereliğine. Giderken götürmeyi de unutma. | Open Subtitles | هذه المرة فقط ستأخذينة معك البيت وانت مغادرة |
| Bir kereliğine bu gizli klübünüze girmeme izin verip ona doğum günü için bir şey almama yardım edersin dedim. | Open Subtitles | أعتقدت أنكي ستتركينني أدخل ... ناديكي السري هذه المرة فقط وتساعدينني بشراء شيء لعيد ميلادها |
| Sadece bu kerelik normal insanlar gibi güzel bir yemek yiyemez miyiz? | Open Subtitles | ألا نستطيع هذه المرة فقط أن نستمتع بوجبة جيدة مثل بقية الناس العاديين؟ |
| Bu sefer sırf kadınsın diye arkamı dönmeyeceğim. | Open Subtitles | .لن أمنعك من القتال هذه المرة فقط لأنك إمرأة |
| sadece bir kez gitmiştim. | Open Subtitles | لقد ذهبت تلك المرة فقط لأني سمعت |