Bu hastalar, kemik iliği vermek isteyen gönüllü donör kayıtlarına başvururlar. | TED | يلجأ أولئك المرضى إلى سِجلّ المتطوعين المستعدين للتبرع بنخاعهم الشوكي. |
Ama, bu ülke üzerindeki hakimiyetlerini sürdürmek için yapmaları gereken ne varsa, yapmaya hazır ve gönüllü olan bir gurup zorba tarafından. | Open Subtitles | و لكن من قبل مجموعة من الطغاة المستعدين والراغبين لفعل أى أمر لأبقاء قبضتهم محكمة على هذه البلد |
- Evet, dâhice. Sadece kendi ruhlarını teslim etmeye gönüllü olanlarınkini alıyordur. | Open Subtitles | لا تأخذ سوى أرواح الأشخاص المستعدين أصلاً للتخلّي عن أرواحهم |
Savaşa hazır birlikler | Open Subtitles | لقد أصدرنا تقارير بالطيارين المستعدين للمعركة |
Bir amaç için ölmeye gönüllü kandırılmış bağnazlar yerine profesyonelleri kullanabilirler. | Open Subtitles | بدل استخدام المتعصبين و المتطرفين و المستعدين للموت من أجل اي قضية يمكنهم إستخدام المحترفين |
Elimizde daha fazla gönüllü var ama anahtar yok. Bu problem olacak. | Open Subtitles | لدينا بعض المستعدين للتغير، لكن ليس لدينا مفاتيح هذه مشكلة |
hazır olan gönüllüler diğer gönüllülerle buluşturuluyor. | Open Subtitles | المتطوعين الجاهزين مرتبطين مع الآخرين المستعدين |
Tetiği çekmeye hazır bir devrimci veya isyankar bir kitap kurdunun sorumluluğunu üstlenemem. | Open Subtitles | وأخر شيء أريده هو أن أكون مسئولة عن بعض الثوريين المستعدين لإطلاق النار أو ، في حالتك عثة كتب ثوري |
Avrupa, Orta Doğu ve Asya'daki savaş birliklerinin hazır olduğuna dair raporlar doğrulandı. | Open Subtitles | لقد أصدرنا تقارير بالطيارين المستعدين للمعركة -في أوروبا والشرق الأوسط وآسيا |
Sen ayarlanmış dövüşlerine kumar oynamaya hazır... | Open Subtitles | أنت تأتي من اجل الرجال المستعدين للمقامرة... |
Eğer hayatını hazır olmayanlar için... riske atmış olmasaydı. | Open Subtitles | لم تخاطر بحياتها لأجل غير المستعدين. |