Bu kahverengi toz, içeceklere karıştırılabiliyor, merhem hâline getirilebiliyor veya doğrudan yenilebiliyordu. | TED | هذا المسحوق البني يمكن مزجه بالمشروبات وتحويله لمراهم أو تناوله مباشرةً. |
Tek bir papağan balığı her yıl 380 kilogramdan fazla bu toz hâline getirilmiş mercandan üretebilir. | TED | يمكن لسمكة الببغاء الواحدة أن تنتج 380 كيلوغراماً من هذا المسحوق المرجاني في كُلّ عام. |
Bana kuleden büyük kapları gazyağını, barut ve boş şampanya şişelerini getirin. | Open Subtitles | النفط والفحم بعض المسحوق ألاسود وزجاجات الشمبانيا الفارغة أيضا الآن، ضعوها هنا، وليس هناك |
Avuç dolusu tozu havaya atıyorlar, beyaz Hintli elbiselerini yavaşça renge bürüyorlar. | TED | ومع كل حفنة من المسحوق تلقى في الهواء، تخضب ملابسهن البيضاء بالألوان. |
Ona, annemin o tozun bende işe yaramayacağını söylediğinden bahsettim. | Open Subtitles | لقد أخبرتها أن أمى قالت أن المسحوق لا ينفع معى |
Çoğunlukla beyaz pudra ama ben biraz karanlık bir şeye büyütmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | في الغالب المسحوق الأبيض، لكني أحاول أن أنفق في بعض الأسمر قليلاً |
Saçma parçalarının kovanlarını tüfekten temizledim ama barutu olduğu gibi bıraktım. | Open Subtitles | لقد أبعدت الرذاذ عن أغلفة الرصاص لكن تركت المسحوق وهذا أعطانا فرصةً جيدة |
tozdan dolayı akciğerlerim karardı ama tek bir parmak izi yok, hiç bir şey yok. | Open Subtitles | حسناً لدي رئة سوداء من المسحوق ولا بصمة واحدة |
Grace'in tozun şeker olduğunu düşündüğü durumda, çünkü 'şeker' olarak etiketlenmişti ve kahve makinesinin yanındaydı, ancak aslında toz zehirdi. | TED | حيث اعتقدت غريس أنّ المسحوق كان السّكّر، لأنه عُلِّمَ السّكّر و بماكينة القهوة، لكنّ في الواقع كان المسحوق سمًّا . |
Babam bana içinde beyaz toz olan küçük bir şişe vermişti. | Open Subtitles | ابى أعطانى زجاجه صغيره تحتوى على بعض المسحوق الابيض |
Tırnaklarını boyadılar, yüzlerine toz sürdüler, ruj kullandılar. | Open Subtitles | صَبغوا أظافرَهم، وَضعوا المسحوق على وجوهِهم، إستعملوا أحمرَ شفاه. |
Kuru halde, başka otlarla da karıştırılarak, toz haline getiriliyor. | Open Subtitles | مجفّف، خلط بالعديد من الأعشاب، جعل إلى المسحوق. |
Kara barut işini anem bana öğretti. Bir gün bir sihirbaz olacak ve tekrar babamı göreceğim. | Open Subtitles | أمي علمتني كيف أعمل المسحوق الأسود لأنها أحبت أن أكون ساحراً |
barut asla bir silah olarak kullanılmayacak. | Open Subtitles | . هذا المسحوق لا يجب أن يستعمل أبداً كسلاح |
"Gaz maskesi taktı, çatıdaki bir kapağı açtı ve tozu aşağı döktü." | Open Subtitles | كان مُرتدياً قناع الواقى من الغاز فتح فتحة ، وأسقط المسحوق للداخل |
Richie'nin pantolonunun bilek hizasındaki şu sarı yapışkan tozu görüyor musunuz? | Open Subtitles | كما تريان هذا المسحوق الأصفر الدبق على بنطاله منتشراً بارتفاع الكاحل؟ |
tozun içeriği korkutucu biçimde çeşitli. | Open Subtitles | يحتوي المسحوق على مجموعة متنوعة من المكونات: |
Ruj, dudakları şekle sokacaktır. Biraz pudra, yeni bir saç şekli. | Open Subtitles | أحمر الشفاه سوف يرفع الفم قليلاً بعض المسحوق وتسريحة جديدة |
Beyaz pudra buralarda kapış kapış gitmiyor. | Open Subtitles | المسحوق الأبيض لم يعد يتدفق في حجمه مثل السابق |
Biri tele takıldığında diyafram saniyenin 30'da birinde açılacak ve elektrik akımı barutu ateşleyecek. | Open Subtitles | وعندما تتعثر بالسلك المتصل بالنابض يفتح في خلال واحد على 30 من الثانية شحنة كهربائية وتشعل المسحوق |
Mektuptaki tozdan alınan Y. pestis mikrobu. | Open Subtitles | إنه ميكروب الطاعون من المسحوق داخل المغلف |
Ayrica, benim seytani planimi uygulamak için yeterli özüt kalmis burada.. | Open Subtitles | إضافةً إلى أنّه لازال بحوزتي مايكفي من المسحوق لتنفيذ خطّة شاملة |
Angela Carlos'un burnundaki beyaz tozla ilgili bir sonuç çıktı mı? Evet. | Open Subtitles | هل حصلت على نتائج من المسحوق الابيض الذى وجدناه بداخل انف انجيلا؟ |
Çocuğun ezilmiş böcekleri hayata döndürmesiyle ilgili bir rapor hazırlıyordum. | Open Subtitles | لقد كان يوصلني تقارير عن فتى يعيد البق المسحوق للحياة |
Bebeciğin bayağı pudraya ihtiyacı varmış. Arkası sırılsıklam. | Open Subtitles | الطفل بحاجة للكثير من المسحوق أنها حقاً ترطب مؤخرته |
Yani zarftaki tozda hıyarcıklı veba mı varmış? | Open Subtitles | المسحوق في هذا المغلف يحمل طاعون دبلى؟ |
Pekala, beyaz adam. 24 saat sonra gel, tozunu alacaksın. | Open Subtitles | حسن جداً، أيها الأبيض عد في غضون 24 ساعة . وسيكون المسحوق جاهزا |
Deterjanı da geçirdim. | Open Subtitles | لقد حسبت المسحوق أيضاً |