ويكيبيديا

    "المسحوق" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • toz
        
    • barut
        
    • tozu
        
    • tozun
        
    • pudra
        
    • barutu
        
    • tozdan
        
    • özüt
        
    • tozla
        
    • ezilmiş
        
    • pudraya
        
    • tozda
        
    • tozunu
        
    • Deterjanı
        
    Bu kahverengi toz, içeceklere karıştırılabiliyor, merhem hâline getirilebiliyor veya doğrudan yenilebiliyordu. TED هذا المسحوق البني يمكن مزجه بالمشروبات وتحويله لمراهم أو تناوله مباشرةً.
    Tek bir papağan balığı her yıl 380 kilogramdan fazla bu toz hâline getirilmiş mercandan üretebilir. TED يمكن لسمكة الببغاء الواحدة أن تنتج 380 كيلوغراماً من هذا المسحوق المرجاني في كُلّ عام.
    Bana kuleden büyük kapları gazyağını, barut ve boş şampanya şişelerini getirin. Open Subtitles النفط والفحم بعض المسحوق ألاسود وزجاجات الشمبانيا الفارغة أيضا الآن، ضعوها هنا، وليس هناك
    Avuç dolusu tozu havaya atıyorlar, beyaz Hintli elbiselerini yavaşça renge bürüyorlar. TED ومع كل حفنة من المسحوق تلقى في الهواء، تخضب ملابسهن البيضاء بالألوان.
    Ona, annemin o tozun bende işe yaramayacağını söylediğinden bahsettim. Open Subtitles لقد أخبرتها أن أمى قالت أن المسحوق لا ينفع معى
    Çoğunlukla beyaz pudra ama ben biraz karanlık bir şeye büyütmeye çalışıyorum. Open Subtitles في الغالب المسحوق الأبيض، لكني أحاول أن أنفق في بعض الأسمر قليلاً
    Saçma parçalarının kovanlarını tüfekten temizledim ama barutu olduğu gibi bıraktım. Open Subtitles لقد أبعدت الرذاذ عن أغلفة الرصاص لكن تركت المسحوق وهذا أعطانا فرصةً جيدة
    tozdan dolayı akciğerlerim karardı ama tek bir parmak izi yok, hiç bir şey yok. Open Subtitles حسناً لدي رئة سوداء من المسحوق ولا بصمة واحدة
    Grace'in tozun şeker olduğunu düşündüğü durumda, çünkü 'şeker' olarak etiketlenmişti ve kahve makinesinin yanındaydı, ancak aslında toz zehirdi. TED حيث اعتقدت غريس أنّ المسحوق كان السّكّر، لأنه عُلِّمَ السّكّر و بماكينة القهوة، لكنّ في الواقع كان المسحوق سمًّا .
    Babam bana içinde beyaz toz olan küçük bir şişe vermişti. Open Subtitles ابى أعطانى زجاجه صغيره تحتوى على بعض المسحوق الابيض
    Tırnaklarını boyadılar, yüzlerine toz sürdüler, ruj kullandılar. Open Subtitles صَبغوا أظافرَهم، وَضعوا المسحوق على وجوهِهم، إستعملوا أحمرَ شفاه.
    Kuru halde, başka otlarla da karıştırılarak, toz haline getiriliyor. Open Subtitles مجفّف، خلط بالعديد من الأعشاب، جعل إلى المسحوق.
    Kara barut işini anem bana öğretti. Bir gün bir sihirbaz olacak ve tekrar babamı göreceğim. Open Subtitles أمي علمتني كيف أعمل المسحوق الأسود لأنها أحبت أن أكون ساحراً
    barut asla bir silah olarak kullanılmayacak. Open Subtitles . هذا المسحوق لا يجب أن يستعمل أبداً كسلاح
    "Gaz maskesi taktı, çatıdaki bir kapağı açtı ve tozu aşağı döktü." Open Subtitles كان مُرتدياً قناع الواقى من الغاز فتح فتحة ، وأسقط المسحوق للداخل
    Richie'nin pantolonunun bilek hizasındaki şu sarı yapışkan tozu görüyor musunuz? Open Subtitles كما تريان هذا المسحوق الأصفر الدبق على بنطاله منتشراً بارتفاع الكاحل؟
    tozun içeriği korkutucu biçimde çeşitli. Open Subtitles يحتوي المسحوق على مجموعة متنوعة من المكونات:
    Ruj, dudakları şekle sokacaktır. Biraz pudra, yeni bir saç şekli. Open Subtitles أحمر الشفاه سوف يرفع الفم قليلاً بعض المسحوق وتسريحة جديدة
    Beyaz pudra buralarda kapış kapış gitmiyor. Open Subtitles المسحوق الأبيض لم يعد يتدفق في حجمه مثل السابق
    Biri tele takıldığında diyafram saniyenin 30'da birinde açılacak ve elektrik akımı barutu ateşleyecek. Open Subtitles وعندما تتعثر بالسلك المتصل بالنابض يفتح في خلال واحد على 30 من الثانية شحنة كهربائية وتشعل المسحوق
    Mektuptaki tozdan alınan Y. pestis mikrobu. Open Subtitles إنه ميكروب الطاعون من المسحوق داخل المغلف
    Ayrica, benim seytani planimi uygulamak için yeterli özüt kalmis burada.. Open Subtitles إضافةً إلى أنّه لازال بحوزتي مايكفي من المسحوق لتنفيذ خطّة شاملة
    Angela Carlos'un burnundaki beyaz tozla ilgili bir sonuç çıktı mı? Evet. Open Subtitles هل حصلت على نتائج من المسحوق الابيض الذى وجدناه بداخل انف انجيلا؟
    Çocuğun ezilmiş böcekleri hayata döndürmesiyle ilgili bir rapor hazırlıyordum. Open Subtitles لقد كان يوصلني تقارير عن فتى يعيد البق المسحوق للحياة
    Bebeciğin bayağı pudraya ihtiyacı varmış. Arkası sırılsıklam. Open Subtitles الطفل بحاجة للكثير من المسحوق أنها حقاً ترطب مؤخرته
    Yani zarftaki tozda hıyarcıklı veba mı varmış? Open Subtitles المسحوق في هذا المغلف يحمل طاعون دبلى؟
    Pekala, beyaz adam. 24 saat sonra gel, tozunu alacaksın. Open Subtitles حسن جداً، أيها الأبيض عد في غضون 24 ساعة . وسيكون المسحوق جاهزا
    Deterjanı da geçirdim. Open Subtitles لقد حسبت المسحوق أيضاً

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد