|  Milattan sonra 591 yılında Kilise tarafından iftira atıldı, Zavallı mâsum.  | Open Subtitles |   قامت الكنيسه بتشويه سمعة تلك المسكينه فى عام 591 بعد الميلاد  | 
|  Patronunun o Zavallı hamile kadını öldürmeye çalıştığı gecenin sabahı kayıtlar yok oldu.  | Open Subtitles |   هذا الصباح بعد ان حاول رئيسك دفع تلك الامرأة الحامل المسكينه.. اختفت الاشرطة  | 
|  En azından bu Zavallı ölü kızı bulmamıza yardımcı oldu.  | Open Subtitles |   على الاقل فهو ساعدنا فى ايجاد جسد تلك الفتاه المسكينه  | 
|  O Zavallı kız, içinde senin sadist, küçük, bıyıklı lanetini taşıyor.  | Open Subtitles |   تلك الفتاه المسكينه تحمل معها طفلاً سادياً لعيناً ذو شارب بداخلها  | 
|  Oh, Zavallı kızım. Söylediğin gibi ise o bir Zavallı.  | Open Subtitles |   آه يا طفلتى المسكينه انه يبدو ببساطة فظيعا  | 
|  Şimdi de yapmaya çalıştığı şey, suçu bu... bu Zavallı hizmetçi kızın üzerine atmak.  | Open Subtitles |   إنه يحاول إلقاء اللائمه .على عاتق هذه الفتاه الخادمه المسكينه  | 
|  Zavallı Edith. Yakında döneceğiz.  | Open Subtitles |   . ايديث المسكينه . سنعود بإقرب وقت لا تقلقي  | 
|  Eğer Zavallı, yaşlı annene, son senelerinde böyle davranacaksan, tek diyeceğim sana:  | Open Subtitles |   أن كنت ستعامل والدتك العجوز المسكينه بهذه الطريقه في خريف حياتها, لايسعني سوى قول:  | 
|  O Zavallı kız hakkında böyle konuşma.  | Open Subtitles |   لا تتكلم عن الفتاه المسكينه بهذه الطريقه  | 
|  Zavallı Jane. Bu konuda Jane'i suçladığımı düşünme!  | Open Subtitles |   مسكينة جين, لاأريدك أن تظنى أنى ألوم جين المسكينه  | 
|  Ne kötü Zavallı Bayan Crane'ı hapishane hücresine ...tıkılmış olarak hayal edebiliyor musunuz?  | Open Subtitles |   يا لها من أمر مريع.هل يمكنك أن تتخيل المسكينه السيده كرين محبوسه في السجن؟  | 
|  Mesela... onun bunu ne kadar sık yaptığı... Zavallı çocuk, o içki alemi ve kusmaları aerobik egzersizi sanıyor olmalı.  | Open Subtitles |   مع أنها تردد دوما الطفله المسكينه تعتقد بان هذه هي البدايه وتتم الحرق في تمرينات الايروبيك.  | 
|  Neyse, görünen o ki, Zavallı Pam Anderson göğüslerindeki silikonları o kadar çok... çıkarttırıp, yeniden takdırdı ki, bütün göğüs bölgesinde çökme var.  | Open Subtitles |   حسنا , الواضح ان المسكينه باميلا اندرسون قد خلعت جميع ملابسها هنا ويعود ذلك الى انها فقدت جميع ملابس صدرها ..  | 
|  Dava başlamadan önce yatılı okula gönderilmişti Zavallı kız.  | Open Subtitles |   كانت قد عادت للمدرسه فى وقت المحاكمه ، المسكينه  | 
|  Zavallı kız, henüz onu kaçırdığımızı bilmiyor.  | Open Subtitles |   الفتاه المسكينه لاتعلم حتى باننا مختطفينها  | 
|  Zavallı kadın çok çekiyor diye düşünürdüm.  | Open Subtitles |   لذلك لن يتم ضبطها وهي غير واعيه وأنا اعتقدت, حسنا هذه المرأه المسكينه قد رأت الكثير.  | 
|  Neden bu Zavallı kızı yanına alıp geri kalan yıllarını huzur içinde yaşamıyorsun.  | Open Subtitles |   لماذا لم تأخذ هذه الفتاة المسكينه وعشت باقي حياتك في سلام  | 
|  En azından yapabildiğim ona bir yüz vermeyi denemek, Zavallı kadın.  | Open Subtitles |   وأقل ما يمكنني فعله هو إعطائها وجه الإمرأة المسكينه  | 
|  O Zavallı annen; arkadaşın olduğunu öğrenince, nasıl da sevinmişti.  | Open Subtitles |   أمكِ المسكينه , ألم ترين كم كانت سعيدة بأن لكِ صديق  | 
|  Zavallı kız çıldırmış olmalı.  | Open Subtitles |   ياللفتاه المسكينه لقد جُنت مثل بق الفراش  |