Önüne bir engel çıktığında onu aştı ve yoluna devam etti. | Open Subtitles | لكن حينما واجه حائطاً أمامه، قام بهدمه، وواصل المضي في سعيه. |
Sadece yoluna kendi başına devam etmekten korktuğun için beni buralara sürüklüyorsun. | Open Subtitles | أنت فقط خائفه من المضي في حياتك لهذا تستمرين في جري إلى هنا وانا اخاف ان أمضي في حياتي لهذا أستمر بالقدوم |
Ya arkana bakmaya devam edersin kardeşine odaklanıp ne yaptığını düşünürsün ya da yoluna bakarsın. | Open Subtitles | إما يمكنك مواصلة النظر إلى الوراء، وتركّز على شقيقك، وعلى ما يفعله أو يمكنك المضي في حياتك. |
- Catherine, yapma. Kendi yoluna gidebilirsin. Kendi iyiliğin için gidebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك المضي في طريقك لمصلحتك، يمكنك هذا |
Ve Lazslo'nun yoluna çıkanın Tanrı yardımcısı olsun. | Open Subtitles | وليساعدنا الله عندما يقرر ( لازلو ) المضي في الأمر |