Bütün gün pasta yiyebilirsin ve hiç karın ağrısı çekmezsin. | Open Subtitles | تستطيع تناول الحلوى طيلة اليوم دون أنْ تصاب بألم المعدة |
Aynı fiziksel algılamalar, aynı mide kazınması hissi, farklı tecrübe. | TED | صحيح؟ نفس الانفعال الجسدي، نفس المعدة المتلوّية، ولكن تجربة جديدة. |
Fakat, benim aptal Midem, yalnızca yerel yemeklerimizi önemsiyor. | Open Subtitles | تلك المعدة الغبية التي أمتلكها لا تعرف سوى الأطعمة المحلية |
Söylesenize Onbaşı, Paris'te görülecek yerler beyin ve mideyi uyaranlarla mı sınırlı? | Open Subtitles | قل لى أيها العريف ، هل مشاهد باريس محصورة على الذين يحفزون العقل و المعدة ؟ |
Heyecandan değil. Midesi rahatsız. Revirde yatıyor. | Open Subtitles | لا، إنه يعاني من إنفلونزا المعدة إنه في مكتب الممرضة |
Bu Midenin sadece kirliliği yok etmek için değil, aynı zamanda, kirlilikten elektrik üretmek için nasıl kullanılabileceğini görebilirsiniz. | TED | يمكنكم أن تروا كيف يمكن استخدام هذه المعدة ليس فقط للتعامل مع التلوث لكن أيضا لتوليد كهرباء من التلوث. |
Soniya hanım bu süt ve krem mideye gitmek içindir. | Open Subtitles | سيدة سونيا يجب أن يذهب الحليب و الكريم الى المعدة |
İyi haber, ilaçlar işe yarıyor ve miden iyileşme yolunda. | Open Subtitles | الأخبار السارة هي أن الأدوية تعمل و المعدة في طريقها إلى الشفاء |
midesini tıkayan şeyi çıkarabildik. Kullanılmış bebek beziymiş. | Open Subtitles | لقد تمكنا من مسح إنسداد المعدة لقد كانت حفاظة مستعملة |
Bu, ayda 15 dakika elektronik karın kası aletiyle çalışarak karın kası geliştirmek gibi birşey değil. | TED | انها ليست كمثل آلة تدريب عضلات المعدة حيث يمكنك ان تاخذ تمارين لمدة 15 دقيقة فتحصل على عضلات معدة مميزة |
Ve bende karın ağrılarına neden olan bir tartışmanın içine girdim. | TED | و كنت أشارك في مناقشة سببت لي ألم في المعدة |
JL: Kolik ne? SL: karın ağrın tuttuğunda tek yaptığın bağırmaktı, bazen dört saat. | TED | ج ل:وما هو المغص؟ س ل:إنه ألم يصيب المعدة و كل ما تملك معه أن تبكي ربما لأربع ساعات. |
Yine de iyi bir kahve ile mide ilacını birbirinden ayırabiliyordu. | Open Subtitles | بالرغم من ذلك, يمكنه أن يفرّق بين القهوة الجيدة وعلاج المعدة |
Başladı ama zayıf Midem o anı mahvetti. | Open Subtitles | بدأ ل، ولكن بلدي أقل من الحديد النابالم المعدة لحظة. |
mideyi oturtur. Gidip getireyim. | Open Subtitles | تعمل على استقرار المعدة سوف اذهب لإحضر المزيد |
- Benden başka Midesi bulanan var mı? - Yolculuk ona iyi gelmez. Karides gibidir. | Open Subtitles | هل هناك أحد غيري لديه اضطراب في المعدة إنه لا يسافر جيداً, إنه مثل الجمبيري |
..çello çantasındaki kürk manto ve hepsinden önemli ipucu... ..Midenin tepe taklak olması. | Open Subtitles | المعطف الفرو في علبة التشيللو, و الأهمّ من ذلك كلّه .. و الدليل الذي يقلب المعدة رأساً على عقب؟ |
Yemek, yemek borusundan mideye indiği zaman kasın görevi yemeğin yukarı doğru gitmesini önlemektir. | TED | بعد دخول الطعام إلى المعدة من المريء، تتجسّد مهمّة هذه العضلة بإيقافه من الارتجاع مرّة أخرى إلى الأعلى. |
Yani, baş ağrın mı var, miden mi ağrıyor? | Open Subtitles | أعني هل تعاني من صداع , من ألم في المعدة |
O çalışkan küçük kız midesini yıkatmak zorunda kalacak diye endişelenmeye başlamıştım. | Open Subtitles | من أن تلك الفتاة الصغيرة ستُصاب بوعكة في المعدة. |
- Bilinmeyen bir geleceğe doğru giderken Karnı tok olmak gibisi yoktur. | Open Subtitles | لا شيء مثل المعدة الممتلئة لمواجهة المستقبل المجهول |
Antik hıçkırıkların memeliler tarafından adapte edilmesinin sebebi, mideden havayı görkemli bir geğirme şeklinde çıkartmak olabilir. | TED | الفواق، ردة الفعل تلك موجودة لدى الثدييات للمساعدة في إخراج الهواء من المعدة على صورة تجشؤ عالي الصوت. |
Pezevenk, karısıyla iki çocuğunu vurmuş, adeta infaz yapmış sonra da kendi boğazına sıkmış o da yetmemiş iki tane de karnına sıkmış ve hâlâ işi bitmemiş. | Open Subtitles | الوغد يطلق النار على زوجته وطفليه ، وكأنه إعدام ثم يطلق النار على نفسه في حلقه ثم مرتين في المعدة وكل هذا ولم يمت بعد |
- Domuzun midesinden çıkan o iğrenç şeyler ne babacığım? | Open Subtitles | ما هي تلك الاشياء التي تخرج من المعدة يا ابي؟ |
Ama bazen bu isteğin kaynağı karnım değil, kalbim olurdu. | Open Subtitles | , لكن ، أحياناً , عندما أشعر بهذا . هذا لا يكون في المعدة . لكن في القلب |
Biraz sonra midesine gidecekti, ve ancak oradan alabilirdin. | Open Subtitles | المحطة القادمة هي المعدة ولا يمكن التراجع من هناك. |