Yeni yıkanmış mendil gibi, yepyeni bir araba gibi. | Open Subtitles | إنها رائحة كرائحة المناديل الكتانية المغسولة حديثا مثل رائحة سيارة جديدة. |
Yeni yıkanmış kayın yapraklarını yeni yıkanmış örümcek ağlarını ve yeni yıkanmış asumanı! | Open Subtitles | تلك الأوراق النباتية المغسولة حديثاً و نسيج العنكبوت المغسول حديثاً و السماء المغسولة حديثاً. |
O, evinde onun dediklerini yapmaya istekli beyni yıkanmış zombilerle yaşayan deli bir narsist. | Open Subtitles | إنه نرجسي واهم في بيت ملئ بالأموات الأحياء المغسولة أدمغتهم يقومون بما يدعو له. |
Beyni yıkanmış küçük bir kızın DEO tarafından şeytanlara ve meleklere inandırılmasını görüyorum. | Open Subtitles | طفلة إدارة الخوارق المغسولة دماغيًا حوِّل تفكيرها للإيمان بأن الشياطين هي الملائكة |
Beyni yıkanmış bir şövalye ordusuyla yapabileceklerini düşün. | Open Subtitles | تخيلي ما يمكنهم فعله بجيش من الفرسان المغسولة أدمعتهم. |
O beyni yıkanmış şövalyelerin üzerine karanlık salmanı istiyorum. | Open Subtitles | حسناً، أريدك أن تطلق العنان لشر هؤلاء الفرسان المغسولة أدمغتهم. |
Dollhouse beyni yıkanmış kızlarını gönderip fidyecileri mi halletmiş. | Open Subtitles | لذا, ماذا؟ بيت الدمى" يرسل واحدة من جميلاته المغسولة أدمغتهم لـ-لإتلاف عصابة اختطاف؟ |
...ve bir de asit yıkanmış kot ceketimin yüzünden. | Open Subtitles | أرتدي السترة المغسولة بالحمض الحـارق |
Savage ve beyni yıkanmış arkadaşı için daha çok endişelenmemiz gerekmiyor mu? | Open Subtitles | أليس علينا أن نقلق أكثر بشأن (سافدج) وتابعه المغسولة دماغه؟ |