| Bu benim tanıttığım bir kavram şikayetleri dinlemek için, sorunları dinlemek için. | TED | هذا هو المفهوم الذي عرضته للاستماع الى الإنتقادات ، والاستماع إلى الشكاوي. |
| Zorluklardan biri kesinlikle karmaşık bir kavram olan kimliğin sürekliliğinde yatıyor. | TED | أحد التحديات يكمن في المفهوم المعقدلاستمرار الهُوية. |
| Bu uygarlığın bu senaryosu güçlü, akıllı olmakla ilgiliydi, icat ettiğimiz şu fikir gibi, tanrı kavramı gibi. | TED | سيناريو هذه الحضارة، كان حول الوصول إلى القوة والذكاء، من هذه الفكرة لقد اخترعنا، هذا المفهوم للرب. |
| Şu kavramı daha önce de duydunuz: Koruma Sorumluluğu. | TED | لقد سمعتم هذا المفهوم من قبل: مسؤولية الحماية. |
| Ama buradaki paradigma, ihtiyacınız ne kadarsa o kadar soru üretiyoruz o konsepti anlayana kadar, 10 da 10 yapana kadar. | TED | لكن نمط التفكير هنا، هي أننا سننتج أسئلة أكثر حتى تستوعب المفهوم حتى تحصل على 10 دروس لكل صف |
| Yani buradaki konsept, ... ... nasıl ömrünü uzatabilme yeteneğine sahip olduklarıdır. | TED | اذاً المفهوم هُنا حول ما نعتقده عن مفهوم وجود قابلية اطالة العُمر |
| Tüm bu konsepte şüpheci yaklaşarak birinin ölümsüz ruhunu kanıtlayabilecek bir araştırmaya gittim. | Open Subtitles | متشككين من هذا المفهوم كله, ذهبت ل بحثا عن الحالة التي قد إثبات وجود الروح الخالدة واحد. |
| Biz gerçekten bu kavramın dünya genelinde rağbet görmesini umuyoruz. | TED | نأمل و بشدة أن يُتَبنَّى هذا المفهوم في جميع أنحاء العالم. |
| Bugün sizinle paylaşmak istediğim kavram tecrit edilmeye bir panzehir. | TED | المفهوم الذي أود مشاركته اليوم معكم هو علاج للانعزال. |
| sonsuzluğun artık şekilsiz bir kavram olmadığını hissediyorsunuz. | Open Subtitles | أن اللانهاية لم تعد ذلك المفهوم الغير متبلور. |
| Adına ne derlerse desinler, kavram yine de aynı. | Open Subtitles | مهما أرادوا أن يسموه , أنا لا أمانع المفهوم هو نفسه |
| Fakat bu tüm mekân kavramı için saçma olur. | Open Subtitles | و لكن هذا يجعل المفهوم الحيزى كله ، لا معنى له |
| Ama emir komuta zinciri kavramı... hür iradeyi bitirir. | Open Subtitles | لكن المفهوم الكامل لسلسلة القيادة تمنع فكرة الارادة الحرة |
| Tamam, beleş gazozun bütün kavramı beleş olmasında gizlidir. | Open Subtitles | حسنا, المفهوم الكامل للصودا المجانية بأنها مجانية |
| Ve en çok istediğimiz şey bu konsepti içimizde sağlıklı bir mikroorganizmalar grubu oluşturmak. | TED | وما نريد في النهاية القيام به هو أن نكون قادرين على استخدام هذا المفهوم لترويج مجموعة صحية من الكائنات الدقيقة داخليا. |
| Ve fikir şuydu: Bu karışık konsepti açıklamak için Basit bir metafor kullanacağım. | TED | وهنا كانت الفكرة: سأقوم باستعمال تشبيه مبسّـط لأشرح لكم هذا المفهوم المعقد. |
| burdaki ana konsept iklim değişiminin pek bir şey ifade etmediği-- cevaplar gökyüzünden gelmeyecek. | TED | المفهوم الأساسي هنا هو تغير المناخ ليس شيئا يمكن ان الأجوبة تنزل من القمر |
| Bu, burada yaptığımız işten önce gelen bir konsept. | TED | هذا المفهوم الذي سبق العمل الذي نقوم به الآن. |
| konsepte uymayı kabul ettiğin için teşekkürler. Biliyorum bu... | Open Subtitles | شكرا لكِ لخوضَكِ مع هذا المفهوم بأسره أعلم أنه |
| kavramın temelinde, gerçeğin algımızla şekillendiği hatta hatta yaratıldığı yatar. | Open Subtitles | المفهوم الأوّلي يقول أن الواقعية تتشكّل حتي إن كانت صُنعت بإدراكنا |
| İlk olarak, eğer bazı mikroplar eksikse bu mikropların yutulabileceği Anlaşıldı. | TED | أولاً، من غير المفهوم أنه إذا وجدت بعض الميكروبات المفقودة، يمكن تناولها. |
| ayrıca çok da içmiştik anlaşılabilir bir hataydı. | Open Subtitles | ونحن كُلّ كَانَ عِنْدَهُ الكثير لشُرْب، هو كَانَ الخطأ المفهوم. |
| İşte bizim fikrimiz aslında geleceğe dönüş fikri, kara yerleşim planının dehasından istifade etmek. | TED | فمفهومنا هو حقا هذا المفهوم هو العودة إلى المستقبل، تسخير الاستخبارات من أجل تسوية نمط الأرض |
| Mühendislerin insanların nükleer korkusuna teknik çözümler arayacak olması Anlaşılır bir durum. | TED | لذلك فمن المفهوم أن المهندسين سيبحثون في حل تقني للمخاوف التي لدى الناس من الطاقة النووية. |
| Bu konferansta bunu birkaç kez duydum, bu şefkat kavramını. | TED | وقد سمعت بذلك عدة مرات في هذا المؤتمر، هذا المفهوم الذي يتعلق بالاهتمام. |
| Bu konseptin bilimle yürütülmesi çok önemli. | TED | إنه من المهم جدًا أن يقاد هذا المفهوم مع المعرفة. |
| ve benim ilgilendiğim bu dilin şiiridir; erotik zekanın konseptini araştırmaya başlamamın sebebi. | TED | وانها الشعر لنفس اللغة التي أهتم بها، ولهذا السبب لقد بدأت في استكشاف هذا المفهوم في الذكاء الجنسي. |