| O korkunç yere tıkılı kalıp, kafayı yerken bile hep bunu dilemiştim. | Open Subtitles | لقد فكرت بهذا الشيء طوال الوقت وعنددما سجنت في ذلك المكان الفظيع |
| Bu korkunç yere asla ayak basmayacağıma yemin etmiştim. | Open Subtitles | أقسمت أنني لن أطئ قدم في هذا المكان الفظيع |
| Haydi çocuklar. Bu korkunç yeri terk edelim, bir daha da geri gelmeyelim. | Open Subtitles | هيا يا أولاد لنغادر هذا المكان الفظيع دون رجعة |
| Tanrı bu korkunç yeri terk etti. | Open Subtitles | لقد أهمل الرَّبُ هذا المكان الفظيع. |
| Seni bu berbat yerden çıkarmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أحاول أن أساعدكِ كي تخرجي .من هذا المكان الفظيع |
| Burada olmayı hak ettiğimi biliyorum bu korkunç yerde. | Open Subtitles | أعرف أنني أستحق أن أكون هنا في هذا المكان الفظيع |
| Sen hikayeni satacaksın ben iş bulacağım ve bu korkunç yerden taşınacağız. | Open Subtitles | وسأحصل أنا على وظيفة وبهذا ننتقل من هذا المكان الفظيع |
| Gerçek aşkınla hiç tanışmayacaksın. İngiltere'deki o korkunç yere geri döneceksin. | Open Subtitles | ولمْ تقابلي حبّكِ الحقيقيّ وستعودين إلى ذاك المكان الفظيع... "انجلترا" |
| O korkunç yeri bir daha görmeyeceksiniz. | Open Subtitles | رأيتما ما يكفي من ذلك المكان الفظيع |
| Ve açıktı ki--bana öyle gelmiyordu aslında çünkü hiç bir şey artık bana açık gelmiyordu-- zihin hastanesi denen o korkunç yerde daha uzun süreli bir yatışa ihtiyacım vardı. | TED | و كان جليا -- ليس لى، لأنه لم يكن هناك شيء واضح بالنسبة لى فى هذا الوقت -- أنى سأحتاج الإقامة فى المستشفى للعلاج لمدى طويل فى هذا المكان الفظيع المسمى المصحة النفسية. |
| Hayatımda tek isteğim, bu korkunç yerden kurtulup eve annemin yanına dönmekti. | Open Subtitles | كل ما اردتة ان ابتعد عن هذا المكان الفظيع و اعود لوالدتى الحبيبة |
| O korkunç yerden uzak durursan değiştirebilecek olduğun bir öngörü. | Open Subtitles | واحدة يمكنك تغيرها لو انك . ابتعدت عن هذا المكان الفظيع |