Kendinizi evinizdeymiş gibi hissedin. Burayı seveceğinizden eminim. | Open Subtitles | المنزل منزلك . إننى متأكد أن المكان هُنا سيعجبك |
Keşişler Burayı hayvanat bahçesi olarak kullanıyordu. | Open Subtitles | الرُهبان الذين أداروا المكان هُنا وضعوا معرض للوحوش هُنا |
Burayı sevdiğimi söylecektim. | Open Subtitles | أردتُ أن أقول أني أحب المكان هُنا. |
Burada güvende olmamız gerekiyordu fakat hepimize bulaştı. | Open Subtitles | يفترض أنّ يكون المكان هُنا آمن. لكنه دخل إلى هُنا. |
Burada birinin kalması çok önemli. | Open Subtitles | إنه لمن المُهم أن يُراقب أحداً ما المكان هُنا |
Bugün buradan ayrılacağız ve arkadaşımızın yasını tutacağız. Yarın tekrar buraya gelip yeniden kaçakların peşine düşeceğiz. | Open Subtitles | سنغادر المكان هُنا ليلًا وسنحزن على صديقنا وسنعود غدًا لملاحقةِ الفارّين، |
Burası çocuğun için büyük risk teşkil ediyor. | Open Subtitles | هُناك خطاب بالخارج، يقول أن المكان هُنا خطر على صغيرك |
Şimdilik beğendin mi Burayı? | Open Subtitles | إذاً، هل يعجبك المكان هُنا حتى الآن؟ |
Burayı çok sevdim. Şaka mı yapıyorsunuz? | Open Subtitles | أنا أحب المكان هُنا,أتمازحوني؟ |
Burayı sevdiğini söylemiştim. Evin olduğunu. | Open Subtitles | لقد قلت أنك تحب المكان هُنا وهذا موطنك |
Burayı seviyorum. | Open Subtitles | إنني احب المكان هُنا. |
Burayı seviyorum. | Open Subtitles | إنني احب المكان هُنا. |
Burayı sevdim. | Open Subtitles | أحب المكان هُنا. |
Burayı hiç sevmiyorum. | Open Subtitles | لا يُعجبني المكان هُنا. |
- Burayı çok sevdim. | Open Subtitles | أنا أحب المكان هُنا |
Burada olmayı seviyorum. | Open Subtitles | أحب المكان هُنا. |
Zancanelli sen ve yardımcın Burada kalıp bize bugün olan her şeyle ilgili bir rapor vermelisiniz. | Open Subtitles | (زانكنالي)، أنت ومعاونوكَ من المدنيّين عليكم أن تلزمواْ المكان هُنا وتعطونا تقريرًا شاملًا عن أحداث اليوم. |
Sabaha dek buradan kimse ayrılmıyor, tamam mı? | Open Subtitles | لا أحد سيُغادر المكان هُنا حتي الصباح ,حسناً؟ |
Size söylemedikleri, söyleyemedikleri şey buradan ayrıldıktan sonra işlerin benim için bir süre berbat gittiği. | Open Subtitles | الشيء الذي لم يخبروكِ به الشيء الذي لم يستطيعوا إخباركِ به أنّه عندما تركتُ المكان هُنا أصبحت الأمور صعبة جدّاً |
Burası hiç hoşuma gitmedi. Lütfen beni eve götürün. | Open Subtitles | .لا أحب المكان هُنا .أرجوكم خذوني ألى المنزل |