| Görünen o ki, en sevdiğimiz Yukarı Doğu Yakası günahkarlarımız, az önce dualarının karşılığını aldı. | Open Subtitles | يبدو أن آثمي المنطقة الشرقية العلوية ... المفضلين لدينا قد تم استجابة دعواتهم للتو |
| Doğu Yakası'nın en iyisiyim! | Open Subtitles | أنا المصنفة الأولى في المنطقة الشرقية |
| Musevi Arşivleri Yukarı Doğu Yakası, Manhattan | Open Subtitles | الأرشيف اليهودي المنطقة الشرقية العلوية - (مانهاتن) |
| Bağlantıyı yitirmeden üç kuşak öncesinde Doğu Bölgesi'nde barışseverlik salgını vardı. | Open Subtitles | لقد كان هنالك انفجار سلمي في المنطقة الشرقية قبل أن نفقد الإتصال قبل ثلاث أجيال هل أتيتم من هناك ؟ |
| Doğu Bölgesi tetiği çekenin kim olduğunu bulmaya adandı. | Open Subtitles | المنطقة الشرقية كُلفت بمعرفة من ضغط الزناد |
| Doğu Bölgesi cinayeti soruşturuyor. | Open Subtitles | قسم المنطقة الشرقية يحقق في الجريمة |
| Böylece seni şahit gösteremezler çünkü doğu yakasında bu davayı senin yönetmeni ayarladım. | Open Subtitles | لأنني خططت لتوليك المحاكمة في المنطقة الشرقية |
| Grace, Pamela bugün Doğu Bölgesi'nde çalışmaya başlayacak. | Open Subtitles | غريس)، (باميلا) ستبداء عملها من اليوم) في المنطقة الشرقية |
| Ancak doğu yakasında bu şekilde cinayetler olmaya devam ederse bu dinleme işini bırakmamız gerekebilir. | Open Subtitles | لكن ، لو إستمرت الجثث بالسقوط في المنطقة الشرقية... ربما سنضطر لتقديم التسجيل الذي لدينا |
| Son bir kaç aya baktığımda eğer suç dosyalarını doğru okuduysam özellikle doğu yakasında, çok ciddi saldırılar ve silahlı olaylar görüyorum. | Open Subtitles | بالرجوع إلى ملخص الجنايات للشهرين الماضيين إن قرأتُه بشكل الصحيح هناكإرتفاعفي معدلات إطلاق النار والإعتداءات الخطيرة في المنطقة الشرقية خصوصا |