| Beşikten mezara kadar korunmak ve üzerlerine düşülsün istiyorlar. | Open Subtitles | إنهم يريدون الحماية و التدليل من المهد إلى اللحد |
| Fark ettin mi bilmiyorum ama o Beşiği ben aldım. | Open Subtitles | لا أعلم إن كنت تدرك هذا ولكني اشتريت هذا المهد |
| Ama ağacın dalı kırılınca Beşik yere düşer ve burada yere düşmüş. | Open Subtitles | حسناً, عندما ينكسر غصن الشجرة يسقط المهد وهذا المهد قد سقط هنا |
| Seni o lanet beşiğe her yatırışımda şunu düşüneceğim: | Open Subtitles | كل مرة أضعك في تلك المهد اللعين. سوف أفكر: |
| Ama burada beşiğin içindeki yaratık artı dokuz bir kaka canavarı. | Open Subtitles | إلا أن الوحش بداخل المهد هو وحش تغوط من المستوى التاسع |
| karyola alan şu sersemi kafamdan atamıyorum. Çok kızgınım. | Open Subtitles | لا زلت لا أصدق هذا الوغد شاري المهد أنا غاضب منه |
| Der ki: "Sevişmeyi arzulamayan bir dadıya sahip olmaktansa beşikteki bebeği öldürmeyi yeğlerim." | Open Subtitles | قال من الاسهل ان تقتل طفلا في المهد عن ان تلبي رغبات جامحة |
| Beşikten beri ona sen baktın. Benim öyle bir şansım olmadı. | Open Subtitles | من المهد , أبعدتيه عنى لم تتاح لى الفرصة |
| Pirzolalar. Beşikten mezara, taşa kazınmış-- | Open Subtitles | ليلة الجمعة، شرائح لحم الخنزير، من المهد إلى اللحد، منّزل من السماء |
| 300 yıldır Beşikten mezara insanları kuşatan kadim kilise çanına el konuldu. | Open Subtitles | جرس الكنيسة القديم الذي دق للناس من المهد إلى القبر لـ 300 سنة ، تمت مُصادرته |
| Yani Beşiği almaya Santa Barbara'ya gideceğiz. | Open Subtitles | اذن سنذهب الى سانتا باربرا لكي نحضر المهد |
| Aynen "Beşiği Sallayan Eller" belgeselinde olduğu gibi. | Open Subtitles | مثل الفيلم الوثائقي "اليد التي تهز المهد" |
| Beşiği soyabilir, kendinizi utanmalısın. | Open Subtitles | تسرق المهد يجب عليك أن تخجل بنفسك |
| Bebek, Beşik, Her şey aşağı inecek | Open Subtitles | و في الأسفل سيكون الطفل و المهد و كل هذا |
| Kusura bakmayın ama mağazaya gidip Beşik alması lazım. | Open Subtitles | انا اسفة,لكن يفترض به ان يحضر المهد من المتجر |
| Evet, beşiğe bir keman ve dizüstü bilgisayar fırlatıp: | Open Subtitles | أجل، يلقوا آلة كمان و كمبيوتر محمول :في المهد ويقولوا |
| Şuradaki de beşiğin. Şimdilik biraz boş. | Open Subtitles | هذا المهد من أجلك هناك مكان لك الآن |
| Orada bir karyola yok muydu? | Open Subtitles | المهد ما زال فوق هناك؟ |
| Aile içi şiddet olayıydı. beşikteki çocuk ağlamaktan çatlıyordu. | Open Subtitles | .لقد كان نداء على وقوع عنف الطفل في المهد يصرخ بشدة |
| Anlayacağın "Cats in the Cradle". | Open Subtitles | ومن جدا "القط في المهد". أنا لا نريد ان نصل الى ذلك. |
| Ağaçlara pusan ve beşikte yatan bebelere uzanan bir musibet, | Open Subtitles | الرعب الذي يَترصّدُ في الأشجارِ يَختطفُ الطفل النائم مِنْ المهد |
| Beşikle şimdi arasında bir sen yaşadın. | Open Subtitles | بين المهد والآن، حدث لك. |
| Annem seni hastaneden getirdiğinde beşiğinde seni boğmaya kalkmıştım. | Open Subtitles | حينما أتت بك أمي من المشفى بعد ولادتك حاولت خنقك في المهد |
| Ya da benim beşiğimi o kadar... hızlı sallardı ki dengemi kaybederdim. | Open Subtitles | عنيدا صخرة لي في بلدي المهد الحقيقي، حقيقية، بجد و وأود أن تفقد لي الصيغة. |
| Çocuk demişken, o gün vitrinde gördüğümüz Karyolayı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | بالحديث عن هذا ، أتذكرين المهد الذي رأيناه في المعرض؟ |
| - Seni beşiğinden kapıp kaçmış olmalı! | Open Subtitles | - لابد انه اختطفك من المهد |
| Umuyoruz ki o karyolanın içinde bir bebek yoktur. Yatağın boş olması için dua ediyoruz. | Open Subtitles | أرجو ألا يكون هناك طفل في المهد |