| General Hunter, tarlalardan köleleri toplayıp, kaçak muamelesi yapılan davarlar gibi, kamplara koyuyor. | Open Subtitles | الجنرال هنتر جمع باقة من العبيد و أطلق عليهم اسم: السلع المهربة ثم وضعهم في معسكرات كالماشية |
| Nasıl bir kaçak mal arıyorlardı? | Open Subtitles | ما نوع البضائع المهربة التي كانوا يبحثون عنها؟ |
| Şüpheli göz altına alındı, sabit diskler sağlam. Bir sürü kaçak mal var | Open Subtitles | ، المشتبه رهن الإعتقال ، القرص الصلب سليم الكثير من البضاعة المهربة |
| Herhangi birisini çiftlikte kaçak içki satın alırken gördün mü? | Open Subtitles | هل رأيت احدا يشتري الخمور المهربة في المزرعة ؟ |
| Gizli bir muhbirden gelen bilgiler doğrultusunda, ajanlar suçluları, kaçakçılık yaparken, başarılı bir operasyonla, | Open Subtitles | كانوا العملاء يحققون وفقاً على معلومات موثقة من مخبر سرّي بأنّ تلك السلع المهربة ذهبت مباشرة إلى المتهم |
| kaçak elektronik eşya dolu bir konteyner için harekât timi görevlendirmezler. | Open Subtitles | إنهم لا يستخدمونَ فريقاً مخصصاً لفتحِ حاوية من الإلكترونيات المهربة |
| Gerçi kovan kaçak bir malı saklamak için harika bir yer olurdu. | Open Subtitles | كما ان خلية النحل مكان رائع لإخفاء الأشياء المهربة |
| kaçak mal götürmezlerse elimizde bir şey yok demektir. | Open Subtitles | لو لم ينقلوا البضائع المهربة فليس لدينا شىء |
| Posta sahteciliğinden kaçak meyve ticaretine kadar her şeyi 1.200 müfettişimiz inceler. | Open Subtitles | 1،200 من المفتشين يتصدون لكل شيء من الاحتيال الإلكتروني إلى شحنة من الفواكه المهربة |
| Bu nakliyata, kaçak silah nakliyatı şüphesiyle BMI emriyle el konulmuştur. | Open Subtitles | هذه الشحنة تم حجزها من طرف وزارة الداخلية الاتحادية للاشتباه بالاتجار بالأسلحة المهربة |
| Eğer pasaportlarında bir problem yoksa ya da kaçak bir mal taşımıyorlarsa | Open Subtitles | طالما ليست هناك مشكلة في جوازات السفر أو أي نوع من المواد المهربة |
| Depoda silahları var, her türlü kaçak malı var. | Open Subtitles | .لا تعبث معه ،بحوزته الكثير من الأسلحة .جميع أنواع الأسلحة المهربة .كابتن |
| # İçki alemindeyken...# #...kaçak içkiden uzak dur. # | Open Subtitles | "ابتعد عن الكحول المهربة" "حين تسرف في الشراب" |
| Öyle mi? kaçak içki işine girmemi mi öneriyorsun? | Open Subtitles | إذن يجدر بنا ان نتاجر بالخمور المهربة ؟ |
| Öyle mi? kaçak içki işine girmemi mi öneriyorsun? | Open Subtitles | إذن يجدر بنا ان نتاجر بالخمور المهربة ؟ |
| Size memnuniyetle kaçak mal satarım. | Open Subtitles | سيسرني أن أبيع لكما بعض البضائع المهربة |
| Size memnuniyetle kaçak mal satarım. | Open Subtitles | سيسرني أن أبيع لكما بعض البضائع المهربة |
| Şu kaçak videolara bak. | Open Subtitles | انظر إلى كل تسجيلات الفيديو المهربة هذه |
| Bay Turner'ın son malları arasında kaçak mal olduğu haberini aldık. | Open Subtitles | وصلتنا إخبارية بوجود بعض المواد المهربة في شحنة السيد (تارنر) الأخيرة |
| Tabii kendine özel gizli kaçakçılık merkezin olunca kâr etme amacıyla kullanmak da cezbedici oluyor. | Open Subtitles | بالطبع، عندما تملك بضاعتك المهربة الخاصة، يكون من المغري الإنتفاع بها |
| Röntgen'i gerçekten bu kadar ilginç kılan, düşündüğünüzde, bu teknolojinin kanser veya uyuşturucu aramak yada kaçakçılığı önlemek için kullanılması. | TED | الامر المثير فيما يخص اشعة إكس هو انه .. ان نظرت اليها كتكنولوجيا فهي تستخدم لكشف السرطان .. والمخدرات ولكشف المواد المهربة .. او ما الى ذلك |
| Hücrenizi yasak mal var mı diye bakmak için detaylıca aramam gerekiyor. | Open Subtitles | وانا بحاجة الى بحث دقيق في حجرتكما عن البضائع المهربة. |