| Bu karmaşanın içinde, ikinizde de büyük bir olgunluk gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيتُ الكثيرَ من النضج فيكما خلال هذه الفوضى العارمة |
| Bu konuda ben, sen... ikimiz olgun davranırsak olgunluğu temin edecek bir olgunluk elde edebiliriz. | Open Subtitles | طالما انا مازالت ناضج حوله انتى ستكونى ناضجه حوله كل من نضج نستطيع ان نحقق هدف ناضج فيه مؤكد هذا يضمن النضج |
| Biraz olsun olgun olmanı bekliyordum. | Open Subtitles | أتوقّع قليل من النضج أتوقّع منك مواجهة الموقف كناضج |
| Büyümek demek yardım istemek demektir. Ben de bunu yapıyorum. | Open Subtitles | النضج يعني طلب المساعدة ، و ذلك الذي أقوم به |
| Eğer o iyi görünen arkadaşın için değilse, ben şimdi iyice pişmiş olacaktım. | Open Subtitles | لو لم يكن لأجل هذا الشاب حسن المظهر حتى الآن لكنت اقترب من النضج التام |
| Tüm yaşayan canlılar gibi, hayvanların büyük çoğunluğu, cinsel olgunluğa eriştikten sonra yaşlanma denilen süreçte kademeli olarak dejenere olur. | TED | مثل معظم الكائنات الحية، تبدأ الغالبية العظمى من الحيوانات بالتدهور تدريجيًا بعد بلوغ النضج الجنسي في عملية تعرف باسم الشيخوخة. |
| Oysa ki tavuklar bir kaç ay içinde gayet yetişkin oluyorlar. | TED | بينما يصل الدجاج إلى النضج التام خلال بضعة أشهر. |
| Bence hiçbir ilişki uzlaşma ya da olgunluk veya mükemmelik üzerine filan kurulu değildir. | Open Subtitles | أعتقد أن أي علاقة ناجحة ليست مبنية .. سواء على التسوية أو النضج أو الكمال أو أياً من ذلك |
| Evet, ama önce olgunluk göstermeliyiz. olgunluk gösterebilir misin? | Open Subtitles | نعم ولكن أولا يجب أن نظهر بعض النضج هل يمكنك أن تريني بعض الرشد؟ |
| Cinsel olgunluk ve çocuksuluğun şaşırtıcı denebilecek karışımı. | Open Subtitles | كانت تثير مزيجا مقلقا من المشاعر شيء من النضج الجنسي تغلفه براءة الطفولة |
| Bana olgunluk hakkında ders vermeyim. Ben lanet bir peynir değilim. | Open Subtitles | لا تعطني محاضرة عن النضج فأنا لست جبنة لعينة |
| Katilin, kompleks yönteminde... gösterdiği sabıra bakarsak... olgun biri olduğu belli, | Open Subtitles | هناك تعقيد و صبر في ما يقوم به الجاني مما يشير الى درجة من النضج |
| Ne kadar da olgun bir davranıştı. | Open Subtitles | حسنٌ, لقد كان هذا تصرفاً غايةً في النضج. |
| Bu şovun ihtiyacı, daha olgun bir yıldız. | Open Subtitles | ما يحتاجه هذا العرض هو نجمه , مع القليل من النضج |
| Her yerde kitap olan bir yerde Büyümek ve insanlarla o kitaplar hakkında konuşmak, az buz bir okumuşluk değildi. | TED | ولكن النضج كطفل مع كتب في كل مكان مع أشخاص للتحدث معهم حول هذه الكتب هذا لم يكن شئ تعليمي نوعا ما |
| Hayır, planlar, Büyümek hakkındaki tüm bu konuşma, palavra. | Open Subtitles | لا,كل هذا الكلام عن الخطط, و النضج فى التفكير ,إنه لا شىء. |
| Orta pişmiş bir biftek, üç kızarmış yumurta, kızarmış patates, ve kahve istiyorum. | Open Subtitles | أود شريحة لحم كبيرة متوسطة النضج عليها ثلاث بيضات مقلية البطاطس المقلية والقهوة من فضلك |
| Görünüşe göre, ortakyaşam olgunluğa erişiyormuş. | Open Subtitles | و يبدو أن السيمبيوت كان يوشك على بلوغ مرحلة النضج |
| Yarın 1 2 yaşına gireceksin. Tam bir yetişkin olacaksın. | Open Subtitles | غداً ستصبح في الثانية عشر، لقد بلغت النضج |
| Kendi kararlarımı vermenin büyümenin bir parçası olduğunu biliyorum ama ayrıca babamın bunlar üzerine söyleyecek şeyleri olduğunu da biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أن جزء من النضج هو اتخاذ خياراتي بنفسيّ لكنني أيضاً أظن أن والديّ سيكون له منظور جيد على كل هذا |
| Cinsel olgunluğun, insanüstü bir güçle birleşmesiyle ortaya çıkabilecek sonucu tahmin edebilir misin? | Open Subtitles | هل لديك أدنى فكرة ما يمكن أن يؤدي إليه مزيجٌ من النضج الجنسي والقوى الخارقة؟ |
| Ona büyümesi gerektiğini, kendi hatalarını düzeltmesi gerektiğini söylemeye çalıştım. Suçun bir kısmı da bende. | Open Subtitles | حاولت أن أفهّمه أن عليه النضج وإصلاح أخطأءه بنفسه |