|               Oh, burası cennet. Biz sadece büyük bir aileyiz. Ben çok mutluyum.               | Open Subtitles |                هذا المكان كـ النعيم نحن هنا كـ عائلة واحدة وأنا سعيدة جداً               | 
|               Belki de cennet insanın en iyi zamanlarını tekrar yaşadığı yerdir.               | Open Subtitles |                حسناً، لربما هذه ماهية النعيم.. مكان حيث تعيد عيش لحظاتك الأفضل               | 
|               cennete karşı cehennemin ordusunu yönetmek için komutan olarak yetiştirildiler.               | Open Subtitles |                دُرّبوا ليكونوا جنرالات ليقودوا الجيش الشيطاني في الحرب مع النعيم               | 
|               bunu geçici bir süre için yapar onu özgürce seçenler ile birlikte kötülüğün bütün etkisinden uzak olarak Cennette birlikte olacaklar.               | Open Subtitles |                على أسس مؤقتة حتى في يوم ما هؤلاء الذين إختاروا أن يحبوه بحرية سيقطنون معه في النعيم متحررين من تأثير الشر               | 
|               Motunui Cennetin ta kendisi! Başka yere gitmeyi kim ister ki?               | Open Subtitles |                نحن على أعتاب عامين من النعيم من قد يود مغادرة جزيرتنا؟               | 
|               Dünyaya daha yakın olabiliriz ama cennetten de uzaklaşmadık.               | Open Subtitles |                ربما أصبحنا أقرب للأرض لكن كان لدينا بعض رفاهيات النعيم               | 
|               Umarım cenneti bulabilir çünkü berbat bir yön duygusu vardı.               | Open Subtitles |                آمل أن يجد النعيم ، لأنه كان ملاح سيئ للغاية               | 
|               cennet de başka bir yalan. Buna inanıyorsan salaksın demektir.               | Open Subtitles |                النعيم هو أكذوبة أخرى، وإن كنتِ تصدقين بتواجده، فأنتِ حمقاء               | 
|               Bir bakıyorsunuz ki elinizde birbirinden bağımsız hikayeler var. Bu hikayelerdeki olaylar bizim de başımıza gelmiş. ve hikayelerin sonu ya cennet ya da cehennem ile sonuçlanıyor.                | TED |                وكل القصص الفردية التي قد يتم فيها الأحداث نفسها والنتيجة تضعك في الجحيم أو النعيم                | 
|               Ama senin evin cennet gibiydi, tıpkı yukarıdaki gibi.               | Open Subtitles |                منزلك بدا لي و كأنه النعيم عالي هناك في أعلى التل               | 
|               cennet, saf ve korkmuş kişilere yönelik bir hayal olabilir.               | Open Subtitles |                النعيم قد يكون ضرباً من الخيال للسذج والخائفون               | 
|               "cennet ve cehennemin güçleriyle bu yoldan şaşan kadını bize çek kirli arzularından çekip kopar ki alevler içinde yok olsun"               | Open Subtitles |                يا قدرات النعيم والجحيم ارسمي لنا فشل هذه المرأة الذريع و انتَزعي رغبتها الشنيعة التي قد تَفنِيها كالحشرة في النار               | 
|               Biliyor musun bu cennet yerde ikinci sınıf vatandaş olmayı,               | Open Subtitles |                أفضل أن أكون مواطن درجة ثانية هنا في النعيم..               | 
|               cennete asla giremezdik Eğer seni ve Prens'i zarar görmemeliysek.               | Open Subtitles |                لن ندخل النعيم أبداً إذا لم ننقذك والأمير من الأذى               | 
|               Ona layık değildin, bu yaptığın da cennete layık değil.               | Open Subtitles |                فإن نفسك لا تستحق النعيم بأكثر مما كنت تستحقها عروسا لك               | 
|               Bu beni cennete sokmazsa, ne sokar bilmiyorum.               | Open Subtitles |                إذا لم يكن ماحدث معي هو النعيم فلا أعرف ماهو               | 
|               Ama bu hafta Cennette... kundakçılık, cinayetler... ve bir FBI ajanının canını alma girişimi de vardı.               | Open Subtitles |                هذا الأسبوع، شهد النعيم حريقاً مفتعلاً وجرائم قتل متعددة، ومحاولة قتل عميل فيدرالي.               | 
|               Kim bilir, belki de onlar en sonunda Cennette olduklarını düşünüyorlardı.               | Open Subtitles |                حينذاك كانوا يعتقدون أنهم، من يعلم، في النعيم بعد ذلك.               | 
|               Bizi zaaflarımızla yargılama lütfen sevgimizle yargıla ve Cennetin kapılarını Charlie ve benim için aç.               | Open Subtitles |                حاكمنا ليس على ضعفنا ولكن على محبتنا وافتح ابواب النعيم لتشارلي ولي               | 
|               Bu arada verdiğiniz ördek tarifi, resmen cennetten çıkma.               | Open Subtitles |                بالكَلام عن وصفةِ البطّةِ أعطيتَني النعيم               | 
|               Eğer burası cehennem ise, cenneti düşünemiyorum bile.               | Open Subtitles |                إذا كان هذا هو الجحيم لا أستطيع إنتظار النعيم               | 
|               Bütün arkadaşları herşeyin en iyisini dilediler sonsuz mutluluk, sürüsüyle neşe, falan filan.               | Open Subtitles |                فقط، كما تعلمين، كل ما لديهم أصدقاء متمنين لهم الأفضل من كل شيء النعيم الأبدي، شاحنة من السعادة وهلم جرا، وهلم جرا               | 
|               İnişli çıkışlı terapinin sebebi cinayetler arasındaki gerginlik ve saadet dolu dönemler olabilir.               | Open Subtitles |                دوامة العلاج قد تكون تسببت بفترات متقطعة من الإحباط ثم النعيم المحاط بالقتل               | 
|               Tanrı'nın seni kovmasının sebebi, en zor işlerde sana ihtiyaç duymasıydı.               | Open Subtitles |                طردك الرب من النعيم لإنه احتاج إليك لتقوم بأكثر المهام صعوبة               | 
|               Çünkü bu bir dolaylamadır: "Elysium" "cennet" demektir. Her zaman kırsal alandaki evler için kullanılır.               | Open Subtitles |                هذا لأنّه مرجع: "النعيم" يعني "الجنّة" ويسمى عادةً "حقول إيلاسيان"               | 
|               Yoksa sonsuz saadetin, kaçışı olmayan aşkın kollarında mı olurdun, hiç kalbin olabileceklerin düşüncesiyle acıyor mu?               | Open Subtitles |                او انك وقعت في شرك من النعيم رومنسية لا مفر منها ايذاء لقلبك               | 
|               Güzel kadınlar seni mutluluğa eriştirebilir.               | Open Subtitles |                غالبا ما يرشدنك النساء الجميلات الي النعيم.               | 
|               bu gece burda olanlar bir kutlama için acı var evet ama bir süre için, ama şimdi göklerdeki sevinci düşünün.               | Open Subtitles |                ما حدث هنا الليلة يدعوا للإحتفال ألم, أجل, لبضع دقائق لكن الآن فكر بالفرحة في النعيم               | 
|               Allah sizinle olsun. Benim cennetim burası. İnsan daha ne ister?               | Open Subtitles |                كل النعيم الذى أريدة هنا من يريد شيئاً آخر ؟               |