| Yakıyorlar, karıştırıyorlar ve bütün Tatları hayata geçirmeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | هم يحرقون ويخلطون ويصنعون جميع النكهات الحية |
| Diğer aromalar benim için bir seçenek değil, tamam mı? | Open Subtitles | لذا النكهات الاخرى ليست خياراً جيدا بالنسبة لي، جيد؟ |
| Biliyorsunuz, beş tadı ayırdedebiliyoruz, bunlardan üçü hayatta kalmamızı sağlıyor. | TED | انتم تعلمون اننا نملك خمس انواع من تذوق النكهات 3 منها تقوينا |
| -Bertie Bott'un Çeşni fasulyeleri mi? | Open Subtitles | فول برتي بوت بكل النكهات وهم يعنون كل النكهات |
| Gelişmiş bir yapay zekânın gücüyle akıllara durgunluk verecek ne tür tatlar oluşturabiliriz? | TED | ما هو نوع النكهات الجديدة المذهلة التي يمكن صنعها باستخدام قوة الذكاء الاصطناعي المتقدم؟ |
| Doğumdan bile önce kendi kültürlerinin mutfağına özgü tat ve baharatlarla tanıştırılıyorlar. | TED | كان يجري تعريفهم على النكهات والتوابل للمأكولات المميّزة لثقافتهم حتى قبل الولادة. |
| HC: lezzet dönüşümünden bahsedelim, ve biraz gerçekten harika şeyler yapalım. | TED | هومارو كانتو : دعونا نتحدث عن تغير النكهات و تحويلها ودعونا حقاً نصنع اموراً مميزة |
| - Onun için biraz aromalı yapamaz mıydın? | Open Subtitles | ألم تستطع أن تضع النكهات قليلاً من أجله؟ |
| Tatları başka yerlerden, sanki şeyin arkasında gizli bir geçitten geliyor gibi neydi adı? | Open Subtitles | النكهات تأتي من مكانٍ آخر، مثل ممرّ سرّي في الجزء الخلفي من... ماذا يُدعى؟ |
| Meksika biberi diğer Tatları bastırmıyor. | Open Subtitles | الـ"جلابينو ليست غالبة على النكهات الأُخري |
| Tüm aromalar, zemin temizleyici tadında olanlar bile satıldı. | Open Subtitles | كل النكهات, حتى التي طعمها مثل منظفات الأرض بيعت كلها |
| Puro da aldım, Hint usulü, bütün aromalar mevcut! | Open Subtitles | حصلت الكوبي، والانصهار، الهندي، كل أنواع من النكهات المختلفة! |
| Ama aşk bir çok tadı olan baharattır baş döndürücü dokonuşları ve anları barındırır. | Open Subtitles | ولكن الحب تابل متعدد النكهات تشكيلة منعشة من التركيبات واللحظات. |
| Bir tanesinde ikimiz biber roketine binmiş Çeşni Diyarı'na gidiyoruz. | Open Subtitles | تعلمين، لدي واحدة لنا على صاروخ من الفلفل في طريقنا إلى مدينة النكهات. |
| Ondaki tatlar dünyanın en güzel, en muhteşem, en eski ve en heyecan verici tatlarıdır. | Open Subtitles | إن نكهته واحدة من أروع وأصعب النكهات والأقدم على هذا الكوكب |
| Bunu bazı Amerikalıların ölümüne sadakati ile karşılaştırın, sadece belli bir tat veya içecek değil, ama belli bir marka. | TED | مقارنة مع التنوع الرهيب في الخيارات الموجودة في الولايات المتحدة والتي لا تطال فحسب النكهات بل انها تطال العلامات التجارية |
| Bir penguen, cehennem gibi sıcak bir günde bozulmuş arabasını iterken 31 lezzet dondurmacısının önünden geçiyormuş. | Open Subtitles | حارة كالجحيم ، وهذا البطريق يدفع سيارته المتعطلة متجاورزا ذات النكهات 31 |
| Dört aromalı ister misin? | Open Subtitles | هل تريد النكهات الأربعه؟ |
| Herkes tıraş olur Yani çok olacak çeşit de | Open Subtitles | الجميع يقوم بالحلاقة , و لذلك سوف يكون لدينا العديد من النكهات |
| Bu uluslararası tatların bana ne hatırlattığını biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرفين بما تذكّرني هذه النكهات الدولية؟ |
| Bayan Shepherd'ın karışık tatlardaki aromaları özgürlükçü bir uygulama olan çeşitli pudralarla maskeleniyor. | Open Subtitles | رائحة السيدة شيبرد المتعددة النكهات مخفّفة باستعمال سخيّ لمساحيق التجميل المتنوعة |
| Herkes Traş Olur O Zaman Çok Çeşitli lezzetler Olmalı | Open Subtitles | الجميع يقوم بالحلاقة , و لذلك سوف يكون لدينا العديد من النكهات |
| İşte yapay zekânın ürettiği tatlardan birkaçı. | TED | وهنا لدينا بعض النكهات التي توصل إليها الذكاء الاصطناعي. |
| Şu çeşitlere bi bak, Ev. | Open Subtitles | انظري لكل هذه النكهات |
| Bu reaksiyon olduğunda, bir dizi tat ve aroma bileşimi oluştururlar, bunlar da birbirleriyle reaksiyona girerek daha karmaşık tatlar ve kokuları meydana getirir. | TED | وعندما يحدث هذا التفاعل ينتج مجموعة واسعة من مركبات النكهة والرائحة الذين يتفاعلون مع بعضهم أيضاً مشكلين مزيجاً معقداً اكثر من النكهات والروائح . |