| Birçok Firavunfaresi sürüyle dolaşırken Kenyalı cüce Firavunfaresi ise tek başına hayatını sürdürür. | Open Subtitles | بينما معظم سلالات النمس تعمل في مجموعات متعاونة الا أن النمس الكيني القزم انفرادي يعمل وحيداً |
| firavun faresi döktürür yine Oselot dağıtır tümüyle | Open Subtitles | النمس العجوز يتحسن ويتحرر والقطط البرية تبذل قصارى جهدها |
| O zaman Ferret Bueller'le konuşuyordun? | Open Subtitles | أوه، لذلك كنت أتحدث فقط إلى النمس Bueller؟ |
| Posta torbasına öfkeli bir gelincik koyduk. | Open Subtitles | ووضعنا ذلك النمس الغاضب بحقيبة توزيع بريده |
| O zaman kahramanlık taslayıp sonra da dağ gelinciği ısırınca ödleklik yapmak olmasın. | Open Subtitles | ماذا عن تظاهرك بأنك بطل ولكنك تتراجع عن ذلك عندما عض النمس جلدك ؟ |
| dağ gelinciklerinin alışılmadık birşekilde zeki olduklarını biliyor muydun? | Open Subtitles | هل كنت تعلم بأن النمس يتمتع بذكاء غير إعتيادي |
| Sansar ve diğer herkes ölürken, biz üstlerinde güvenle uçuyor oluruz. | Open Subtitles | سوف يقتل النمس و الجميع بينما نحن نطير بأمان فوقهم |
| Bu adam... en çok benzediği hayvanın dağgelinciği olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | هذا الرجل... يقول بأن أكثر حيوانٍ يشبهه هو النمس |
| Ama bu sefer duruma bakınca kobra, firavun faresini çok fena sıkıştırıyor. | Open Subtitles | لكن هذه المرة يبدو أن النصر لـ.. الكوبرا الذي يعتصر النمس |
| Burada, bölgesini koruma saldırganlığını görüyoruz. Bu Firavunfaresi, hasmının kafasını koparıyor. | Open Subtitles | شاهدوا هنا هذا النمس وهو يقطع رأس المنافس |
| Firavunfaresi düpedüz gizli operasyondu. | Open Subtitles | وكان النمس هو نفسه العمليات السوداء |
| Firavunfaresi yılan konumunda. | Open Subtitles | النمس الآن في موضع الثعبان. |
| Sorduğumda bana firavun faresi gibi baktı. | Open Subtitles | كلا وحين سألتها قامت تحدق بي مثل حيوان النمس |
| Yılan yaralandığı zaman bundan ancak firavun faresi sorumlu olur, Radhu kardeş. | Open Subtitles | عندما يكون الثعبان جريحا سيكون النمس هو المسؤل ، صحيح يا رام ؟ لقد قررنا ان التنازلات هي افضل حل لكم |
| Artık sorun yok, çünkü Ferret güvende. | Open Subtitles | حسنا، أنها على ما يرام الآن، cecause النمس آمنة. |
| Ferret nereye gitti? | Open Subtitles | هاه؟ من أين النمس الذهاب؟ |
| Alt tarafa baktığımda ıslak küçük bir gelincik midemin üstünde duruyordu. | Open Subtitles | اجل ، لقد نظرت للأسفل وكأنها مثل النمس الصغير العَرِق على بطني |
| Bugün Hayvanları Kurtarmak'ta, akıllı gelincik... | Open Subtitles | في برنامج عالم الحيوان اليوم .... النمس الماكر يقف على |
| Atkı yerine dağ gelinciği takan adamdan daha çok dikkat çekiyorsun. | Open Subtitles | حسنا، أنت ترسمين مزيداً من الإهتمام لنفسك من الرجل الذي يرتدي النمس كوشاح |
| Bu bir dağ gelinciği. Oh! Eğer seni ısırsa, kuduz olursun ve ölürsün. | Open Subtitles | "هذا هو "النمس إذا عضك, ستصاب بدأ الكلاب وتموت |
| Bu Sansar tam bir felâket tellâlı. | Open Subtitles | هذا النمس هو هادم للمرح. |
| Bir dağgelinciği gibi. | Open Subtitles | انه مثل النمس . |
| Tanrı da, onun gücünü elinden almak için firavun faresini yaratmış. | Open Subtitles | لذلك خلق الله النمس ليأخذ قوتة |
| İnerken dürüm yağına basıp kaydım, düşünce gelincikle birlikte zehir de gitti. | Open Subtitles | إنزلقت بسبب شحوم "التاكو" وأنا أنزل من الشاحنة، وعندما سقطت، هرب النمس الذي به السم. |
| Gelinciğin kanından karşıkoru ayırmak için yüksek hızlı bir santrifüj lazım. | Open Subtitles | أحتاج لجهاز طرد عالي السرعة لفصل الأجسام المضادة من دماء النمس. |
| Şimdi bir firavunfaresini işin içine katmalısın. | Open Subtitles | الآن، تحتاج الى جلب النمس |
| Bu dağgelinciğinden bile iyi. | Open Subtitles | صـاح ، هذه المفـاجأة أفضـل مـن النمس |