| Bugünkü makinelerle karşılaştırdığınızda 1840'ların prototipi tanınmayacak düzeyde, | TED | النموذج الأولي للجهاز في عام 1840 لا يمكن التعرف عليه، مقارنةً بأجهزة الفاكس الحديثة. |
| Ben de, kumaş ve sahte-gözler kullanarak öğrencilerin ışıklı bir nesne yaratabileceği bir proje prototipi oluşturdum. | TED | وبدأتُ النموذج الأولي حيث يمكنُ للطلاب بناء كائن مضيء باستخدام القماش والعيون البلاستيكية البارزة |
| Bu geleneksel bir dizel arabadan yayılan kirliliği ele geçirecek olan sistemimizin ilk prototipi. | TED | هذا هو النموذج الأولي لنظامنا في مراحله المبكرة والذي كان يلتقط التلوث المنبعث من حافلة تقليدية تعتمد على وقود الديزل. |
| Bu çılgın fikri denemek ve fizibilitesini araştırmak için kücük bir Prototip araç geliştirdik. | TED | لذا لاختبار هذه الفكرة المجنونة، طورنا عربة الكثبان الرملية الصغيرة إلي سيارة النموذج الأولي لاختبار الجدوى. |
| Hala prototipin çıkarılması gereken parçaları var. | Open Subtitles | لا زالت هناك بعض الاجزاء من النموذج الأولي يجب إستخراجها |
| Kunle ve ekibi artan deniz seviyesine dirençli bir okul prototipi tasarladılar. | TED | وقد صمم كونلي وفريقه مدرسة النموذج الأولي التي تتسم بالمرونة إزاء ارتفاع منسوب مياه البحر. |
| Avukatlarla konusurum ve aksam cikmadan once kuryenin gonderdigi prototipi alirim. | Open Subtitles | سأكلم المحامين و أرسل لك النموذج الأولي قبل أن أغادر هذا المساء |
| Bizler bunun Tanrı deneyimi prototipi olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | ونعتقد أن هذا هو النموذج الأولي لتجربة الرب |
| Böldüğüm için özür dilerim. prototipi bitirdim. | Open Subtitles | أعتذر عن مقاطعة ، و لكنني انتهيت من النموذج الأولي |
| prototipi hackleyip kompresyon kütüphaneyi çözmüş olmalılar. | Open Subtitles | من الممكن ان يكونوا اخترقوا النموذج الأولي و فكّوا مكتبة الملفات المضغوطة. |
| Satıcı bir kolluk kurumunun prototipi test etmek için seçileceğini söylemişti. | Open Subtitles | حسنا .. المورد قال هذا وكالة تنفيذ القانون يتم اختيارها لاختبار النموذج الأولي. |
| NSA, aslında, onlardan biri üzerinde çalışıyor. prototipi görmüştüm. | Open Subtitles | الأمن القومي يعمل على هذا الأمر حقًا لقد رأيت النموذج الأولي |
| - O prototipi bir bulabilsem. | Open Subtitles | إذا فقط استطعت أن أجد هذا النموذج الأولي. |
| Babanın yaptırdığı kasanın prototipi olmalı. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا النموذج الأولي الذي عمل عليه أباك |
| Sanırım o, babanın yaptırdığı kasanın bir prototipi. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا هو النموذج الأولي للخزنة التي صنعها والدك |
| Buluşup size prototipi göstermemi ister misiniz? | Open Subtitles | هل تود أن نتقابل ؟ وتدعني أريك النموذج الأولي ؟ |
| İşte bu Prototip IntelliMedicine yazıcıya bir bakış. | TED | لذا فهذه تعد نظرة على النموذج الأولي للطابعة ذات الذكاء الطبي. |
| Prototip umulanın aksine başarısız oldu. | Open Subtitles | النموذج الأولي فشل في تحقيق ما هو متوقع منه |
| Bence araştırmamı çalıp bensiz bir Prototip yapmak için şirketi hacklediler. | Open Subtitles | أعتقد أنه تم الاستيلاء على شركتي حتى يمكنهم سرقة بحثي وعمل النموذج الأولي بدوني |
| Yani gömdüğün prototipin kaçılamaz olduğu kanıtlansaydı. | Open Subtitles | لو تمكنت أنت من الهروب من النموذج الأولي |
| Hayır, lütfen, General. Önemsiz bir hataydı. İşe yarar bir prototipe çok yakınız. | Open Subtitles | لا أرجوك جنرال لقد كان هذا بسبب عائق بسيط نحن قريبون جدا من النموذج الأولي |
| Karanlık oda kamerası tüm görüntü oluşturabilen kameraların atasıdır bu görüntüyü size ulaştıranınki de dahil. | Open Subtitles | الكاميرا المظلمة النموذج الأولي لكل كاميرات تكوين الصور و منها التي جلبت لك هذه الصورة |