| Herneyse, ikimiz de Larry'nin kadınlar hakkında neler hissettiğini biliyoruz. | Open Subtitles | على أية حال، كلانا نَعْرفُ هكذا يَشْعرُ لاري حول النِساءِ. |
| Ve kadınlar... onları sevdiğim için, benimle alay ediyorsun. | Open Subtitles | ..وأما بالنسبةإلى النِساءِ. يمكنك أن تسخر مني بأنّني أَحبُّهم. |
| Çarpık bacaklı kadınların yüzüşüne. | Open Subtitles | هنا للسباحة' مع النِساءِ ذات الأرجلِ المقوسة. |
| Michel, bazı kadınların, onu bu yüzden çekici bulduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يَقُولُ ميتشل بَعْض النِساءِ جِدْه جذّاب بسبب ذلك. |
| Nasıl sadece kadınlarla bir oyun yapabilirsiniz? | Open Subtitles | كَيْفَ أنت يَلْعبُ مَع النِساءِ الوحيداتِ؟ |
| Onları arıyorum. Güzel kadınları severim. | Open Subtitles | تَسكّعوا حول نَظْر الغرفةِ في المرآةِ، مثل النِساءِ الجميلاتِ. |
| Hem de kadınlara şiddet uygulayan biri. | Open Subtitles | كَانَ عِنْدَهُ تاريخُ مليئ بالعنف ضدّ النِساءِ |
| Çekici olmak ve birçok kadınla yatmak insanı seri katil yapmaz. | Open Subtitles | أنْ يَكُونَ ساحِرات ويَشْدُّ الكثير مِنْ النِساءِ لا يَجْعلنَك قاتل محترف. |
| Her yıl şiddete maruz kalan kadınlar sığınağı için bir yardım defilesi düzenliyoruz | Open Subtitles | في كُلّ سَنَة نحن نجَمْع هذا المالِ لملجأِ النِساءِ المحطَّمةِ. |
| Bana kalırsa Tuck kadınlar konusunda biraz ketum. | Open Subtitles | أَجِدُ بانك يا تاكِ تَمِيلُ إلى أن تكون كتوم حول النِساءِ. |
| Kollarında sayısız geceler geçirdiğin ateşli kadınlar... sana koruyamadıklarını unutturdu mu. | Open Subtitles | أَو أنك تجد الغفران بين أذرع كُلّ أولئك النِساءِ اللواتي أنقذتهم عن كل الموتى الذين فشلت في حِمايتهم |
| Niles. Tek bilmen gereken şu. kadınlar iltifattan çok hoşlanır. | Open Subtitles | كُلّ تَحتاجُ للمعْرِفة تلك النِساءِ يَتخبّلنَ للتملّقِ. |
| Sen bu partideki diğer kadınlar gibi değilsin. | Open Subtitles | أنت لَسْتَ مثل أغلب النِساءِ أَرى في هذه الأطرافِ. |
| Ateşli seks hayatı olan kadınların başına gelir. | Open Subtitles | يَحْدثُ إلى النِساءِ الذين لَهمُ حياة جنسيةُ مكثفة |
| "Yanından geçtiğim tüm kadınların yüzünde sen varsın." | Open Subtitles | أَبْحثُ عنك في كُلّ الوجوهِ النِساءِ أَعْبرُ. |
| Rodney kadınların beğendiği bir erkek tipine benziyor. | Open Subtitles | رودني ذلك النوعِ مِنْ الرجلِ تلك النِساءِ يَبْدونَ للإخْتياَر. |
| kadınlarla nasıl konuşulacağını bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط لا أَعْرفُ كَمْ للكَلام مع النِساءِ. أَنا متأكّدُ أنت يُمْكِنُ أَنْ تَجدَ الشيء للقَول إليها. |
| Yabancı kadınlarla aynı masada oturamayız. | Open Subtitles | نحن لا نَستطيعُ الجُلُوس مَع النِساءِ الغريباتِ. |
| Keşişler ve kadınları orada tutuyorlardı. | Open Subtitles | لكي يَبقي أولئك النِساءِ والرهبانِ المُفسَدينِ فيه |
| Babam evlendiğimiz kadınları pek sevmedi. | Open Subtitles | حَسناً، أَبّ لَمْ يُثرْ حقاً مَع النِساءِ تَزوّجنَا. نعم. |
| Parayı kadınlara ve içkilere harcadığımı bilerek rahatlayın. | Open Subtitles | أنت يُمْكِنُ أَنْ كُنْ مطمئِناً أُبدّدُ هي بعيداً على النِساءِ والخمرِ. |
| Muhtemelen bir kadınla tanışmak için gitti. | Open Subtitles | هَبطَ من المحتمل هناك للمُحَاوَلَة لمُقَابَلَة بَعْض النِساءِ. |
| Ama onunla evlenmekten korkuyorsunuz, çünkü diğer kadınlardan kopmaya hazır değilsiniz. | Open Subtitles | المليمتر. لَكنَّك تَخْشي زَواجها لأن أنت لَسْتَ مستعدَّ لتَخلّي عن النِساءِ الأخرياتِ. تماماً حقّ. |
| New York'un ilk Kadın avukatlarından biriydi. | Open Subtitles | كانت واحدة من أوّل النِساءِ المحاميون في ولاية نيويورك |
| Başka bir kadından, üç çocuğu daha olduğunu biliyor musunuz? | Open Subtitles | مَع النِساءِ الأخرياتِ. الأطفال الصِغار الحلوّون الذين هو إستطاعَ الشَدّ. |