| telefonda benim için bir hikâyeniz olduğunu söylemiştiniz? | Open Subtitles | قُلتَ على الهاتِف أنهُ لديكَ قِصةٌ من أجلي؟ |
| Dedikodu ve telefonda seks yapmak istiyordu, | Open Subtitles | يُريدُ الإنسان صفحةَ الثرثرة و الهاتِف الجنسي |
| Telefonu bulduğumu söylerim ve kimse suçlanmaz. | Open Subtitles | يُمكنني أن أَقول أني وَجَدتُ الهاتِف و لَن يَتَضَررَ أحَد |
| Seksten bahsediyorum, iyi bir purodan, iyi bir şişe şarap, cep Telefonu. | Open Subtitles | أتكَلَّمُ عَن الجِنس، سيغار جيد... . نعم، زُجاجَة نَبيذ فاخِر، الهاتِف الخيليوي |
| Önce tele market, şimdi de ciltçilik mi? | Open Subtitles | أولاً، التسويق عبرَ الهاتِف و الآن تجليد الكُتُب؟ |
| Kimse cep telefonunu bilmiyor kimse şüphelenmiyor. | Open Subtitles | لا أحَد يَعرِف عَن الهاتِف الخيليوي، لِذا لا أحَد يَشُك فيك |
| telefonda bir garip davranıyor. | Open Subtitles | إنها تتصرف بشكل غريب للغاية على الهاتِف. |
| telefonda sürekli konuşuyoruz, biliyorum ama... | Open Subtitles | أعلم أننا نتحدث على الهاتِف دائِماً، ولكن.. |
| Başka bir tanesiyle de telefonda konuştum. | Open Subtitles | وتحدّثتُ إلى أُخرى على الهاتِف. |
| Sesini telefonda ilk duyduğum an benim yaptığımı bildiğini anladım. | Open Subtitles | - لا عَلِمتُ مِنَ اللَحظَة التي سَمِعتُ صَوتَكَ على الهاتِف أنكَ عرَفتَ ما فَعَلتْ |
| Ve oraya geri döndüğün zaman... müdür odamda telefonda, üçüncü hat. | Open Subtitles | و عندما تعودُ إلى هُناك سيقومونَ... . لديَ الآمِر على الهاتِف في مكتبي، الخط ثلاثة |
| Sotheby, açık artırmada ne olduğunu anlatması için çalışanlarından birini telefonda beni haberdar etmesi için ayarlamıştı. | Open Subtitles | قاعة "سوثبي" رتّبت ... لواحدٍ من الناس ... والذي عادةً يأخذ العطاءات ... ليُعطيني التّفاصيل على الهاتِف |
| - Evet Nikolai, sen ve ben bu Telefonu bilen iki kişiyiz. | Open Subtitles | نيكولاي، أنتَ و أنا الوَحيدان اللذانِ يَعرِفان بأمرِ هذا الهاتِف |
| Bir sorun ile karşılaşırsanız Telefonu kaldırıp sıfırı tuşlayın ve İç Güvenliğe bildirin lütfen. | Open Subtitles | إن واجهتكِ مشاكلُ أخرى إرفعي سماعة الهاتِف وإطلُبي 0 |
| Bir sorun ile karşılaşırsanız Telefonu kaldırıp sıfırı tuşlayın ve İç Güvenliğe bildirin lütfen. | Open Subtitles | إن واجهتكِ مشاكلُ أخرى إرفعي سماعة الهاتِف وإطلُبي 0 |
| Telefonu kullanmak sana 10 $'a patlar. | Open Subtitles | سيُكلفُكَ استخدام الهاتِف 10 دولارات |
| İster inanın, ister inanmayın, tele marketin başarılı sayılması için %1 ila 2 yetiyor. | Open Subtitles | صدِق أم لا، أنتَ تحتاج نسبة نجاح 1 إلى 2 % فقط لكي تكون عملية التسويق عبرَ الهاتِف فعالَة |
| Redding tele market işine girmeyi planladığı için, seni tekrar mutfağa veriyorum. | Open Subtitles | بما أنَ (ريدينغ) يُخطط للانتقال إلى التسويق عبرَ الهاتِف سأُعيدُ لكَ المطبَخ |
| Bu tele market işi adamım | Open Subtitles | التسويق عبرَ الهاتِف يا رجُل |
| Sen ve ben, bu cep telefonunu buradaki sülüklere kiralayarak bayağı para kazanabiliriz. | Open Subtitles | أنا و أنت، يُمكننا أن نَجني الكَثير مِنَ المال مِن تأجير ذلكَ الهاتِف للرُعاعِ هُنا |
| "Seni seviyorum" diye telefon açmak, cep telefonunu mucizevî kılıyor. | Open Subtitles | في منتصفٍ نهارٍ سيء يجعلُ الهاتِف النقال شيئاً عجائبياً |
| Ve cep telefonunu bulmadan hikâyenin, | Open Subtitles | - لا و بِدونِ ذلكَ الهاتِف الخيليوي، ليسَ لَديَّ أي طَريقَة لِبَرهَنَة صِحَةِ قِصَتِك |