| kimlik hırsızlığından saadet zincirliğine uzanan dolandırıcılıklarında kullandığın isimler. | Open Subtitles | جميع الأسماء المستعارة المستخدمة من سرقة الهويّات إلى الإحتيال على المستثمرين |
| Dinle. Siz ikiniz eve gidin biraz para ve sahte kimlik alın. | Open Subtitles | أريدكما أن تعودا للمنزل ، تحضرا الهويّات وبعض المال |
| Adamım, Orta Doğu karmakarışık, ...ve kimlik hırsızlığı ülkemizde hızla artıyor. | Open Subtitles | ربّاه، الشرقُ الأوسط تعمّه الفوضى، و سرقةُ الهويّات تجتاحُ بلدنا. هل ستعودُ الانترنت آمنةً من جديد؟ |
| Unutmayın, kimlikler teşhis edildikçe ortaya bir şablon çıkacak ve bu da bizi adamımıza götürecek. | Open Subtitles | تذكّروا، ستقودّ الهويّات إلى نمط والذي سيقودنا إلى رجلنا المنشود |
| Tüm o sızma işlemleri, sahte kimlikler mali araştırmalar, gizli tutulan profiller. | Open Subtitles | كلّ عمليّات الإختراق، الهويّات المُزيّفة، الأبحاث الماليّة، المعلومات الشخصيّة السريّة. |
| Darlene'den aldığı kimlikleri kara borsada satıyormuş. | Open Subtitles | إنّه وسيط يبيع الهويّات في السوق السوداء |
| Ana bilgisayara erişimi sağlayan kimliği temizlenmiş. | Open Subtitles | تمّ حذف الهويّات التي تعرّف عليها الحاسوب الرئيسي |
| kimlik dökümanlarını öğleden sonra sana getiririm. | Open Subtitles | سأحضر لكِ وثائق الهويّات بعد ظهر هذا اليوم |
| Ona kimlik dökümanlarını, Sycamore ile 3.caddenin köşesindeki beysbol oyun alanına getirmesini söyle. | Open Subtitles | أخبره أن يجلب وثائق الهويّات إلى ملعب البيسبول في زاوية الجميز الأمريكي والجادّة الثالثة |
| Bir çantanın içinde bulduk. Yanında uçak biletleri, nakit ve birkaç sahte kimlik de vardı. | Open Subtitles | وجدناه في حقيبة سفر مع تذكرة طائرة ومال وبعض الهويّات المُزوّرة. |
| Sahip olduğumuz müşteri ve hesap bilgileri kimlik hırsızları için bir altın madeni olabilir. | Open Subtitles | نظراً لعدد العُملاء ومعلومات الحسابات، سنكون منجم ذهب لسارقي الهويّات. |
| Bazı dolandırıcıları ve kimlik hırsızlarını sorguya çekmişliğim var. | Open Subtitles | لقد استجوبتُ قليلًا من المختلسين وبعض سارقي الهويّات. |
| Sahte pasaport ve kimlik yapılan yerler. | Open Subtitles | الكثير من هذه الأماكن هي محطات واحدة لإجراءات جوازات السفر المزيفة و الهويّات الشخصية |
| Evet. Şey, kimlik ve Öğrenci Listesi? | Open Subtitles | أجل حسناً، ألديكِ الهويّات والقائمة؟ |
| Makinenin bizim için hazırladığı kimlikler oldukça değerli. Dikkatli ol. | Open Subtitles | الهويّات التي صنعتها الآلة لنا عبارة عن سلعة ثمينة لا يجب الاستهانة بها. |
| Eğer o kimlikler yanlış kişilerin eline düşerse... | Open Subtitles | لو سقطت تلك الهويّات في الأيدي الخاطئة... |
| Bunlar sadece bildiğimiz kimlikler. | Open Subtitles | وهذه ليست سوى الهويّات التي نعرفه عنها. |
| kimlikler artık işe yaramaz dedim ya. | Open Subtitles | -لقد أخبرتُك أنّ هذه الهويّات لا تصمد . -ماذا يُريدون؟ |
| Bu yeni kimlikleri, kiralık katillere sızdıran kim? Afganistan'dan biri olduğunu mu düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | من كان يسرّب هذه الهويّات الجديدة إلى أولئك القتلة ؟ هل تعتقد أنه شخص ما من أفغانيستان ؟ |
| Bugün yarattığınız kimlikleri solunuzdakilere verin. | Open Subtitles | ..إذن، الهويّات التي صغتوها اليوم لا فائدة منها |
| Dün, Darlene'nin kimlikleri sattığı adamla konuşmasına kulak misafiri oldum. | Open Subtitles | بالأمس، سمعتُ (دارلين) تتحدّث إلى رجل إعتادت بيع الهويّات له |
| O kadar kimliği tek başına alamayacağını biliyordum. | Open Subtitles | كنتُ أعرف أنّه لم يكن بإمكانها الحصول على تلك الهويّات بنفسها |