| Açık alandaki her şeyin içinde hidrojen patlamaları olacak. | Open Subtitles | الإنفجار الهيدروجيني سوف يمحو كل شيء في متواجد في محيط التعرض |
| Aslında çok basit hidrojen yakıtıyla dolu, pirinç tanesi boyutundaki tek bir hedefe odaklanmış 200 lazer ışını demetinin yoğunlaşmış enerjisini kullanıyor. | Open Subtitles | الفكرة أنك تستخدم 200 شعاع ليزر على جزء بسيط بحجم حبة الأرز مليئ بالوقود الهيدروجيني فالمغزيأنهبعداندماجالمواد... |
| Bize en yakın yıldız, hidrojen yakıtını tükettikten sonra serinleyip kütleçekim gücünün etkisiyle aşama aşama çökecek. | Open Subtitles | بينما تستهلك وقودها الهيدروجيني يبدأ أقرب نجم لنا (الشمس) بأن يبرد وتبدأ بالانهيار على نفسها بالتدريج تحت تأثير الجاذبية للداخل |
| En ucunda ise bazik bir çevre yer alıyor. buranın Ph'ı 11 ve yaşam bulunuyor. | TED | وفي الجانب الآخر هناك طبيعة قلوية والرقم الهيدروجيني هناك هو 11, والحياة موجودة. |
| Ph seviyesini kaybetmek istemedim. | Open Subtitles | اثنين من المكثّفات، حتّى لا أضيع مستوى الأس الهيدروجيني |
| Bu aşı, vücudun Ph değerlerini yükseltiyor. | Open Subtitles | ترفع هذه الحقنة الأس الهيدروجيني في الجسم |
| Ph aynı seviyede, ama klor seviyesi çok düşük. | Open Subtitles | الرقم الهيدروجيني هو نفسه، و لكن نسبة الكلورين ضئيل جدا |
| - Ph değeri 2'den düşük olan her türlü asit. | Open Subtitles | نعم، أي حمض مع الرقم الهيدروجيني أقل من اثنين. |