| Hafta sonu yoktum, yeni geldim sen de Özel Birim'deydin. | Open Subtitles | لم أكن موجوداً في نهاية الأسبوع وعندما عدت وجدتك في الوحده الخاصه ماالذي حدث؟ |
| Senin bir Birim sorumlusu olduğunu hatırlatmam gerekiyor mu? | Open Subtitles | هل علي أن أذكرك بمسؤولياتك كمشرف الوحده ؟ |
| Bu ağaçlardan geçip, dere yatağını takip edip kaçın. CTU'nun sizi bulmasını sağlayacağım. | Open Subtitles | اذهبوا مباشره عبر هذه الغابه و اتبعوا طريق النهر ، سأتأكد ان يجدكم افراد الوحده |
| CTU'dan kimin böyle bir istihbarata ulaşma yetkisi var? | Open Subtitles | من فى الوحده لديه تصريح لمعرفه هذا النوع من المعلومات |
| Çünkü yalnız kalmaya dayanamıyorum. | Open Subtitles | أنني لم أعد أستطيع تحمل الوحده أكثر من ذلك؟ |
| birlik tahliye edildi. Yüzbaşının tayini belli olunca gideceğiz. | Open Subtitles | الوحده تم نسريحها و سنغادر عندما يُنقل القائد |
| Ona kasvet ihtişamı... yalnızlık vasfı... şeytan saflığı... ve acı cennetini talkin et. | Open Subtitles | أغرس فى داخله عظمة الحزن السوداوى ألوهية الوحده و الوحشه نقاء الشر |
| Bu konuda yardım edemem, ama yarın yeni bir Ünite getiririm. | Open Subtitles | لا أستطيع مساعدتك في هذا ولكني سأحضر الوحده غداً |
| Bir şey olursa, Jones ve Lauren bir Birim ile birlikte evin dışında bekliyor olacak. | Open Subtitles | اى شىء سيحدث جونز ولورين سيكونوا متمركزين مع الوحده خارج المكان |
| Seninle bu Birim de çöker, mimarı olan güvenilirliğim de öyle. | Open Subtitles | وبذهابك فاعلمي ان الوحده ومصداقيتي ستبقى كما هي. |
| Senatör, Çin Kurtuluş Ordusuna karşı açılan Birim 61398 soruşturmasında başı çekiyor. | Open Subtitles | السيناتور كان يترأس تحقيق فى جيش تحرير الصين الشعبيه الوحده 61398. |
| Yakın zamanda basına Çin Kurtuluş Ordusu Birim 61398 hakkında açıklama yapmışsınız. | Open Subtitles | مؤخرا تحدثنا كثيرا فى الصحف عن الجيش الصينى الحر الوحده 61398. هذه الوحده خطيره |
| CTU bir helikopter gönderiyor. Buradan çıkmalıyız. Bekleyin. | Open Subtitles | الوحده سترسل مروحيه ، يجب ان نخرج من هنا ، انتظروا |
| Yani şimdilik içeride birinin daha olduğunu varsaymalıyız. Belki CTU değil. | Open Subtitles | لذا من الان يجب ان تعتقدى ان هناك شخص آخر ليس بالضرورى ان يكون من داخل الوحده |
| Merhaba. Pardon, sorguya başlamalıyız. CTU bildiklerinizi öğrenmeye can atıyor. | Open Subtitles | مرحباً ، اسفه ولكننا بحاجه لبدء الاستجواب الوحده متلهفه لاكتشاف ما تعرفون |
| - En yoğun günlerimizden biri. İnsanlar acıdan kaçmak, yalnız kalmak ve ailesiyle iyi vakit geçirmek ister. | Open Subtitles | يحتاج الناس إلى النعيم بعد الألم و الوحده و وقت العائله المركز |
| Evli de oldum, yalnız da ve yalnız olmayı tercih ederim. | Open Subtitles | أنا كنت متزوجة ولقد كنت وحيدا أفضل الوحده |
| Bu birlik şaklabanlık yapmaz. | Open Subtitles | مع كامل احترامي يا سيناتور ولكن هذه الوحده لا تقوم بالخدع للحفلات |
| Hapis denince korkulan şeyler arasında... özgürlüğünü yitirme, kötü yemekler, klostrofobi, yalnızlık vesaire vardır. | Open Subtitles | من كل المخاوف التي تنتاب الرجال في السجن, فقدان الحريه, أكل طعام سيء, رهاب الإحتجاز, الوحده, |
| Ünite 01 : Yerinde. Tamam. | Open Subtitles | الوحده 01 جاهزه انتهى |
| Birinci Birimden Yedinci Birime. Durum raporu ver. | Open Subtitles | الوحده 1 الى الوحده 7 أعطنى تقريرا بالموقف |
| Çünkü bu birliğin güvenliğine kıyasla kariyerlerinin hiç anlamı yok. | Open Subtitles | مهنتهم لا تعني أي شئ لي بالمقارنه بسرية هذه الوحده |
| Gözetleme 1, burası merkez. Görüş alanınızda mı? | Open Subtitles | الوحده الأولى هنا المركز يوجد لديكم رؤيه واضحه |
| Yoksa kocam birlikten atılmayacak mıydı? | Open Subtitles | الفشل في الامتثال سيكون السبب الذي يبنى عليهاستبعاد زوجي من الوحده ؟ |
| Aslında Askeri Meslek İhtisas'tan, senin biriminden. | Open Subtitles | .في الواقع نفس االوظيفة و نفس الوحده مثلك |