| Sözünüze güveniyorum, çünkü bu adami bir tek siz kontrol edebiliyorsunuz. | Open Subtitles | أنا أثق بكلامكِ، لأنكِ الوحيدة التي يمكنها التعامل مع هذا الرجل |
| Ne olur kalayım. Bayan Markway'i bir tek ben geri çağırabilirim. | Open Subtitles | من فضلك؛ اتركني أبقى أنا الوحيدة التي يمكنها ان ترجع السيدة ماركواي |
| Bak, şu an ona bu konuda yardım edebilecek tek kişi ben kaldım. | Open Subtitles | إسمع ، أنا الوحيدة التي يمكنها مساعدته بهذا |
| Düşün, Alice. Arkadaşını bulmamıza yardım edebilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | يجب أن تعرفي أنك الوحيدة التي يمكنها مساعدتنا في العثور على صديقتك |
| Ateşin içindeydim ve tekrar geri döndüm ve bunu yapabilecek tek kadından ikinci bir şans istemek için buradayım. | Open Subtitles | لقد مررت بالعقبات طوال طريقي و الآن أنا هنا لأطلب فرصة ثانية من المرأة الوحيدة التي يمكنها فعل ذلك |
| Bunu yapabilecek tek devlet teşkilatıyız. | Open Subtitles | نحن الوكالة الحكومية الوحيدة التي يمكنها. |
| Ona herşeyi anlattım. Bu işi durdurabilecek tek kişi o... | Open Subtitles | لقد أخبرتها بكل شيء إنها الوحيدة التي يمكنها إيقاف هذا |
| Birlikte geçirdiğimiz zamandan dolayı ona gerçeği söyleyebilecek tek kişi sendin. | Open Subtitles | وبسبب الوقت الذي قضيناه سوياً، كُنتِ الوحيدة التي يمكنها أن تخبرها الحقيقة |
| -Bir iyiliğe ihtiyacım var. Bana bir tek sen yardım edebilirsin. | Open Subtitles | أريد معروف, و أنت الوحيدة التي يمكنها مساعدتي, هل ستراقبين الطفل عني الليلة؟ |
| Ev işlerine zahmet etme. bir tek ben altından kalkabilirim. | Open Subtitles | لا تزعجي نفسك بالأعمال المنزلية فأنا الوحيدة التي يمكنها القيام بها |
| - Ne yani bir tek sen mi risk alıyorsun? | Open Subtitles | و بعد ، أنتِ الوحيدة التي يمكنها المجازفة ؟ |
| Gazeteleri okuyabilen bir tek ben değilim Harvey. | Open Subtitles | لست أنا الوحيدة التي يمكنها قراءة الأخبار |
| Wodan, halkınıza yardım edebilecek tek kişi o. | Open Subtitles | "وودان" هي الوحيدة التي يمكنها مساعدة قومك |
| Ve sana yardım edebilecek tek kişi benim. | Open Subtitles | وأنا الوحيدة التي يمكنها مساعدتك. |
| Hayır, Colleen, bana yardım edebilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | لا يا "كولين"، أنت الوحيدة التي يمكنها مساعدتي. |
| Bunu yapabilecek tek muhtemel çip onun üzerindeki ama neden kendini suçlu olarak göstersin ki? | Open Subtitles | شريحته الوحيدة التي يمكنها فعلها ولماذا سيورط نفسه ؟ |
| Hayır, bunu yapabilecek tek çip onunki değil. | Open Subtitles | لا. شريحته ليست الوحيدة التي يمكنها فعلها |
| Bizi buradan çıkarabilecek tek kişi o. Hali, gel hemen buraya! | Open Subtitles | إنها الوحيدة التي يمكنها اخراجنا من هنا هالي , احضري مؤخرتك إلي هنا |
| Şu an neye ihtiyacım olduğunu bana söyleyebilecek tek kişi o. | Open Subtitles | إنها الوحيدة التي يمكنها إعطائي ما أحتاجه الآن |