| Çünkü senin gibi birinin sahip olduğu tek güç... bir maskedir... ve o maske çıktığında... her zamanki gibi önemsiz biri olacaksın. | Open Subtitles | لأن القدرة الوحيدة التي يملكها احد مثلك هي قناع و ما ان ينزع ذلك القناع |
| sahip olduğu tek "intel", sikik bilgisayarı. | Open Subtitles | إنتيل الوحيدة التي يملكها على جهاز حاسوبه اللعين |
| Bu arada, o çocuksu bakış, kocamın sahip olduğu tek bakış, yani bas geri. | Open Subtitles | وهذه النظرة الصبيانية هي النظرة الوحيدة التي يملكها زوجي الجديد لذا تراجع |
| Eminim sahip olduğu tek takım odur. | Open Subtitles | أراهن بأنها البدلة الوحيدة التي يملكها |
| Ve bu dünyanın El'e karşı sahip olduğu tek koruma bu. | Open Subtitles | والحماية الوحيدة التي يملكها هذا العالم ضد (اليد) |