| gördüğüm tek şey, iyi bir öğrenci olduğun ve sana saygı duydukları. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي رأيته هو أنك كنت طالب جيد و أنهم يحترمونك |
| Babama bir şey yapmasını emrettiğini gördüğüm tek kişi annemdi. | Open Subtitles | الشخص الوحيد الذي رأيته يأمر والدي كانت أمّي |
| Kilometrelerce boyunca gördüğüm tek ışık sizinkiydi. | Open Subtitles | وأنت كنت الضوء الوحيد الذي رأيته على بعد أميال |
| Çocukken mutfakta kızarırken gördüğüm tek şey annemdi. | Open Subtitles | خلال نموي , الشيء الوحيد الذي رأيته يخبز من قبل في المطبخ كان أمي |
| Serseri kavgasını ayıran gördüğüm tek şey daha büyük bir serseriydi. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي رأيته ليوقِفُ معركة بلطجية -هو البلطجي أكبر منهم |
| Hayatımda afro saçlı gördüğüm tek beyaz adam oydu. | Open Subtitles | الرجل الوحيد الذي رأيته بـ آفرو |
| Biliyor musun sana hamile olduğumu söylediğim zaman onun ağladığını gördüğüm tek zamandır. | Open Subtitles | تعرفين ...عندما أخبرته بأنّني كنت حبلى فيك كان ذلك هو الوقت الوحيد الذي رأيته يبكي فيه على الإطلاق |
| Buralarda gördüğüm tek fazla lastik | Open Subtitles | حسنا، الاطار الوحيد الذي رأيته هنا |
| Şu ana kadar gördüğüm tek kişi o. | Open Subtitles | الشخص الوحيد الذي رأيته هي حتى الآن. |
| Şu ana kadar gördüğüm tek göğüsler, anneminkiler. | Open Subtitles | الصدر الوحيد الذي رأيته هو صدر امي. |
| gördüğüm tek kişi Nicole'dü. | Open Subtitles | الشخص الوحيد الذي رأيته كان نيكول |
| Ama Katherine'i tanıyorum, ve emin olun, gözyaşlarına boğduğunu gördüğüm tek kişi siz değilsiniz. | Open Subtitles | (أناأعرف(كاثرين.. وصدّقيني.. أنتِ لستِ الشخص الوحيد الذي رأيته وصل به الحدّ إلى الدموع |
| Pekâla, bu civarda gördüğüm tek yedek lastik Teğmen Meinberg'e ait. | Open Subtitles | حسنا، الاطار الوحيد الذي رأيته هنا يعود لـ(ليتونانت ماينبيرغ) |
| Kafeinliyle kafeinsiz kahveyi böyle karıştırdığını gördüğüm tek kişi Tony'ydi. | Open Subtitles | الشخص الوحيد الذي رأيته من قبل يمذج القهوة منزوعة الكافيين بالعادية هكذا هو (طوني). |
| Hayır, gördüğüm tek adam Balfont'tu. | Open Subtitles | لا، الرجل الوحيد الذي رأيته (عدى الحارس كان (بالفونت |
| Hayır, onun düşürdüğünü gördüğüm tek şey Dizsiz Denise. | Open Subtitles | لا، الشيء الوحيد الذي رأيته يسقط عليه هو ركبتيه لعدم طلب يد (دينيس) |
| gördüğüm tek kişi Adalind'di. | Open Subtitles | الشخص الوحيد الذي رأيته كان (آداليند) |