| LAPD'ye göre, Dükkan, Meksika uyuşturucu karteli La Masa'ya ait ve onlar tarafından işletiliyormuş. Meksika uyuşturucu karteli. | Open Subtitles | وتبعا لشرطة لوس انجلوس الورشة مملوكة لعصابة المخدرات المكسيكية |
| Yani ameliyatı yapabilecek tek yer Dükkan mı? | Open Subtitles | إذن، الورشة هي الوحيدة القادرة على إجراء الجراحة؟ |
| Seni atölyeye geri alacağıma söz vermiştim sözümün arkasındayım, merak etme. | Open Subtitles | والآن أعدك أني سأعيدك لتلك الورشة وذلك ما سوف أفعله |
| Festival, büyük kazıkların üzerine yerleştirilmiş levhalar olan atölyede gerçekleşmişti. | Open Subtitles | عقد الإحتفال في الورشة, على ألواح طويلة موضوعة على حوامل |
| Farkında mısın ki, bir atölye çalışmasının korosunda olmak bile pek çok insanın hayatları boyunca ulaştıklarından çok daha büyük? | Open Subtitles | أتعلم أن حتى أن التواجد في جوقة الغناء تلك الورشة هو أكبر من ما قد يحصل عليه الكثيرين؟ |
| İş için arabayı aldı. Sonra da garaja geri bıraktı. | Open Subtitles | اختار سيارة لاجل العمل ثم يعيدها معك الى الورشة |
| Ödünç verdi, benimki tamirde. | Open Subtitles | إستعرتُ سيارتها، سيارتي في الورشة |
| Atölyenin altında dağın eteklerine doğru giden bir tünel var. | Open Subtitles | هناك نفق أسفل الورشة يجرى إلى جانب الجبل ماذا ؟ |
| Aracına bakıyorlar bu yüzden birkaç gün dükkanda kalacak. | Open Subtitles | يبدو أن سيارتكِ ستبقى في الورشة بضعة أيام. |
| Dükkan'ın tüm bu bilgileri sağlayan, NSA'in içinde bir adamı daha var. | Open Subtitles | لدي "الورشة" عميل آخر بوكالة الأمن الوطني العميل الذي يزرع كل هؤلاء |
| Dükkan bile onun gücüne karşı koyamaz. | Open Subtitles | انحني لفيلم "شادو ووكر" فحتى "الورشة" ليست ندًا له |
| Dükkan, bizden Çin'deki bir laboratuvara girip oradaki bir biyo-teknoloji cihazı çalmamızı istiyor. | Open Subtitles | تريدنا "الورشة" أن نقتحم معمل في الصين ونسرق جهاز |
| Pekâlâ, şu Dükkan ile ilgili başka neler bulabildik? | Open Subtitles | حسنًا، ماذا وجدنا أيضًا عن تلك "الورشة"؟ |
| Dükkan'ın istediğini yapmamız gerektiğini söyleyen yok. | Open Subtitles | لايتحتم علينا أن نفعل ما تمليه علينا "الورشة" |
| Bu mobilyayı al ve atölyeye götür. | Open Subtitles | خذ هذا الكرسي ذو المسند إلى الورشة |
| Amiri Bey, ben atölyeye gidiyorum. | Open Subtitles | سيد أميرى , أنا ذاهب إلى الورشة |
| Sonra atölyede birisi bir gazete parçası bulur ve gazete tüm ayrıntılardan söz eder. | Open Subtitles | وعثر آخر على قصاصة من الجريدة في الورشة تتحدث عن هذا الموضوع |
| Bu atölye benim tüm çiftlikte en sevdiğim yerlerden biri. | Open Subtitles | أنت تعرف أن هذه الورشة أحد أماكني المفضلة في المزرعة بأكملها |
| Kardeşim kızkardeşinle garaja girdi. | Open Subtitles | أخي دخل الورشة السفلية مع أختك |
| Arabam hala tamirde. | Open Subtitles | حقا؟ سيارتي لازالت في الورشة. |
| Bu Atölyenin çifteler yönelik olduğu doğru. | Open Subtitles | من الصحيح أن ،هذه الورشة قد أعدت للمرتبطين |
| Onları Garajda tutuyosun. | Open Subtitles | إنهم في الورشة السفلية طوال الوقت نسيت أن أحضرهم |
| Herhalde siz pis bir tamirhaneye gitmek istemezsiniz. | Open Subtitles | و أنتم أكيد ما تبغوا تدخلو الورشة القذرة |
| Ne mobilya dükkanı, ne de şişenin içindeki maket gemiler. | Open Subtitles | ليست تلك الورشة والسفن الصغيرة في القارورة |
| Arabam birkaç günlüğüne tamircide kalacak. | Open Subtitles | ولكن لا تقلق، لن تبقى سيّارتي في الورشة سوى بضعة أيّام |
| - Zırhını tamirciye götürmen lazım. | Open Subtitles | من الضروري أن تأخر هذا إلى الورشة |
| tamirhanede makine mühendisiydi ve barakalarımızdan birinde yaşıyordu. | Open Subtitles | كان مهندس ميكانيكي في الورشة وعاش في واحدة من حجراتنا |
| Son birkaç yıldır dükkanın durumu iyi değil. | Open Subtitles | الورشة في حالة غير جيدة في السنوات القليلة الماضية |