| Raymond'ın velayetini kazanmanız ya da kaybetmeniz önemli değil. | Open Subtitles | لا يهم إن كسبت حق الوصاية على رايموند أم لا |
| Yani, hangi aklı başında hakim sana bir çocuğun velayetini verir ki? | Open Subtitles | أعني، أيّ قاضٍ سليم العقل يمنحكِ الوصاية على فتاة؟ |
| Torunumun velayetini almak için beni mahkemeye verdi. | Open Subtitles | إنه يقاضيني من أجل حق الوصاية على حفيدتي. |
| Bir velayet davasının ortasındayım ve mahkeme beni mikroskop altına aldı. | Open Subtitles | أنا في وسط معركة حول الوصاية على الأطفال، و المحكمة وضعتني تحت مجهر الملاحظة. |
| Geriye kalan tek konu çocuklara kimin velayet edeceği. | Open Subtitles | كل ما بقي هو الوصاية على الأولاد |
| O. Tek düşündüğü şey çocuğunun velayetini almak. | Open Subtitles | و إنّما هي. لا تستطيع التفكير الآن سوى بنيل الوصاية على ابنها. |
| - Dylan'in velayetini istiyor. - Neden bu kadar acil yikanmak istedi? | Open Subtitles | إنها ترغب في الوصاية على ديلان- وما الذي كان يحتاج أن يغسله بهذه الصورة الملحة؟ |
| Oğlunun velayetini neden kaybettin? | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic}لماذا فقدت الوصاية على ابنك؟ |
| - Evet. Eski karım ve ben Ben'in velayetini paylaşıyoruz. | Open Subtitles | أجل، أتشارك وزوجتي السابقة الوصاية على (بين) |
| Jenny'nin velayetini bir yıllığına almak için mahkemeye dilekçe vermişler. | Open Subtitles | فقد التمسوا من المحكمة الوصاية على (جينى) لمدة عام |
| Michael, Catherine'in velayetini almak için beni mahkemeye vermiş. | Open Subtitles | (مايكل) يقاضيني من أجل الوصاية على (كاثرين). |
| Robert'ın verandasında beni gördüğü için mi Callie'nin velayetini almaya karar verdiğini sanıyorsun? | Open Subtitles | أتعتقدين أن (روبرت) قرر (الحصول على الوصاية على (كالي ببساطة لأنه رآني واقفة عند بابه؟ |
| Sadece uyuyor, işe gidiyor ve birkaç ay içinde Jenny'nin velayetini alıp, hayatıma yeniden başlayabilmeyi umuyorum. | Open Subtitles | فقط أنام و أعمل... . آملاً أنه بعد شهور قليلة أن (أحصل على الوصاية على (جينى |
| Hubbard, ABD'ye geri döndüğünde Sara, onu boşanmaya ve kızlarının velayetini ona vermesine ikna etti. | Open Subtitles | عندما عاد (هابورد) إلى الولايات المُتحدة, نجحت (سارة) فى اقناعه بالموافقة على الطلاق... واعطائها حقّ الوصاية على ابنتهما. |
| Joanie'nin velayetini kazanamam. | Open Subtitles | فلن أستعيد الوصاية على (جوني) |
| velayet kağıtlarını bile doldurmamış. | Open Subtitles | أو حتى أوراق الوصاية على الأولاد |
| Figüran Mel velayet savaşında mı? | Open Subtitles | (سايدشو ميل) يخوض معركة الوصاية على أولاده! |
| velayet avukatın arıyor. | Open Subtitles | إنه محامي الوصاية على الطفل |