| Bir Bilinç hafıza ve akıl kaybı olmadan bedene iadeye dayanamaz. | Open Subtitles | الوعى لا يمكنه النَجاة من عمليه الإعادةِ بدون فقدانِ الذاكرةِ والفكرِ |
| Yani, Bilinç kaybı yaşadığı zamanlardan birinde bu geminin sistemini bozduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | إذا أنت تعتقد أنها إخترقت أنظمه السفينه فى واحدة من فترات فقدانها الوعى |
| Barışçıl bir şekilde Nestene bilinci ile görüşme yapmak istiyorum. | Open Subtitles | أطلب مخاطبة الوعى النيستينى طبقاً لبنود معاهدة السلام |
| Gene bayıldı. Sert bir tokat atın, bakalım ayılacak mı? | Open Subtitles | لقد فقد الوعى ثانيةً اصفعه بشدة لنرى هل سيستعيد وعيه |
| Ve unutmayın, rakibiniz Bilincini kaybettiği anda dövüş biter. | Open Subtitles | وتذكروا ينتهى القتال بمجرد فقدان أحدكم الوعى |
| Şoförler bilinçsiz. Adamlar konuşmak istemiyor. | Open Subtitles | السائقون مازالوا فاقدى الوعى الرجال لا تعرف اى شىء او لن يقولوا |
| O halde, bu yüzden bayıldın. | Open Subtitles | اذاً انتى فقدتى الوعى من الصدمه |
| Ve tekrar bilincimi kaybetmiş olmalıyım, çünkü gömülmüştüm, sanırım. | Open Subtitles | لابد أننى فقدت الوعى ثانيةً لأننى كنت أنزف |
| kendimden geçmişim ve uyandığımda sanırım korkunç şeyler yapmışım. | Open Subtitles | أفقد الوعى, وعندما افيق اعتقد اننى فعلت أشياء مروعه. |
| Bu soruyu cevaplamak çok mühim, çünkü her birimizdeki Bilinç durumu her şey demektir. | TED | الإجابة على هذا السؤال شيء هام جداً لأن الوعى بالنسبة لكل واحدٍ منا هو كل شيء. |
| Bence semptomların, yani tünel imgeleri ve Bilinç kayıpların, bu korkunun sonucu. | Open Subtitles | وأعتقد أن الأعراض التى تُعانين مِنها, كاختلال البصر وفُقدان الوعى, هى نتيجة لهذا الخوف. |
| Farklı bir Bilinç seviyesine yükselip onlar gibi olacağız, Yalnızlar gibi. | Open Subtitles | سنرتقي إلى نوع أعلى و جديد من الوعى نصبح مثلهم ، مثل الوحيدين |
| Kafasına direkt darbe almamış, ama bilinci yerinde değil. | Open Subtitles | لم يعانِ من أى إصابات مباشرة بالرأس ولكنه فاقد الوعى |
| Dinle, tercihini ona yaparsan, bilinci yerinde değil ve muhtemelen ne olduğunu hatırlamaz. | Open Subtitles | إسمع, إن أردت خيار سهل هى غائبة عن الوعى ولن تعرف |
| Evet. Biyoelektrik şokta. Travmadan bayıldı. | Open Subtitles | نعم فهوَ غائب عن الوعى من جراء الصدمة الكهربية لخلاياه |
| Ve sanki merdivenlere çıkan Kate Wheeler'dı... ve bayıldı. | Open Subtitles | ولكن يبدو ان هذه "كايت ويلر" لقد فقدت الوعى بأعلى السلم |
| Eskiler yükselme üzerine araştırmalar yaparken insan Bilincini aktarmayı deneyimlemişler. | Open Subtitles | فى مجال بحوثهم عن الإرتقاء القدماء جربوا نقل الوعى الإنسانى كل الوقت |
| Adamlarım çakılan uçağın oradan geçerken, üçünüzü bilinçsiz olarak bulmuşlar. | Open Subtitles | رجالى تتبعوا أثر حطام الطائرة ثم عثروا على ثلاثتكم فاقدى الوعى |
| - Hayır. bayıldın. | Open Subtitles | لقد فقدتى الوعى. |
| bilincimi kaybettiğimde, düşüncelerimi, hatıralalarımı yüklediniz. | Open Subtitles | عندما كنت فاقدة الوعى عرضتم أفكارى وذكرياتى |
| kendimden geçmişim. | Open Subtitles | أقصد فقدت الوعى |
| Açlıktan yarı baygın işçiler çatıları bombalarla uçurulmuş silah fabrikalarının çalışmasını sağladılar. | Open Subtitles | العمـال الـذيـن كـانـوا يعـمـلـون ..شبه فاقدى الوعى بفعل الجوع حافظوا على أستمرارية.. العمل فى مصانع الأسلحه |
| Dr. Oh dün gece bayılmış. | Open Subtitles | يبدو أن الطبيبة أونه فجأة فقدت الوعى ليلة الماضية |
| Bir kaç arkadaşım iççin Küresel Farkındalık adına çalışıyorum. | Open Subtitles | انا اعمل مع بعض الاشخاص فى منظمه الوعى العالمى |
| Kendi bilinçsizliğin ... tüm bilgi ve başardıklarını uygun icra etmeye--- en büyük engellemedir ve unutmana da sebep olacaktır. | Open Subtitles | الوعى بالنفس هو أكبر عائق أمام التنفيذ السليم لكل المعرفة والمهارات التى إكتسبتها قدر لها أن تذهب فى طى النسيان |