| "Nihayet bu zavallı öğrendi aşık olmak neydi." | Open Subtitles | وأخيرا هذا هو الوقت لقلبى المسكين ليعرف ما هو شعور الوقوع فى الحب |
| "Nihayet bu zavallı öğrendi aşık olmak neydi." | Open Subtitles | وأخيرا حان الوقت لقلبى المسكين أن يعرف معنى الوقوع فى الحب |
| Yedi yıI önce bir ajanın yapabileceği en tehlikeli şeyin aşık olmak olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | لقد تعلمت منذ سبع سنوات أخطر الأشياء التى يفعلها الجاسوس وهو الوقوع فى الحب |
| Okyanusun ortasında, bir kıza aşık olmak kolay değil. | Open Subtitles | الوقوع فى الحب مع فتاة فى منتصف المحيط |
| Evlenmek, aşık olmak, seks yapmak istemiyor musun? | Open Subtitles | -ألا تريدين الوقوع فى الحب والزواج وممارسة الحب؟ |
| Birisinin hayatını kurtarmak aşık olmak gibi birşey. | Open Subtitles | انقاذ حياة شخص ما , مثل الوقوع فى الحب |
| aşık olmak, bir geçmişe sahip olmakla ilgilidir | Open Subtitles | الوقوع فى الحب مثل ان يكون لديك تاريخ |
| aşık olmak insanı yoruyor. | Open Subtitles | إن الوقوع فى الحب لهو أمر مضنٍ |
| Hiç aşık olmak istemediğini sanıyordum. | Open Subtitles | قلت لا تريدين الوقوع فى الحب |
| aşık olmak. | Open Subtitles | الوقوع فى الحب |