| Bu donanımda yeteneklerini etkileyen bir şey var.... ...çocukları kaybettiniz değil mi? | Open Subtitles | هذا المشروع يستهلك طاقاتي الإبداعية لقد أضعت الولدين |
| çocukları içeri götür, ben de birazdan geliyorum. | Open Subtitles | لمَ لا تصطحبين الولدين إلى الداخل وسأراكم بعد قليل |
| Bu çocukların her ikisi de benzer otistik spektrum bozukluğu belirtilerini gösteriyor. | TED | إذاً فإن كلا الولدين يملكان نفس التشخيص لاضطرابات طيف التوحد. |
| Senin çocukların işi yoksa, belki yıkayıp cila atabilirler. | Open Subtitles | ربما هذين الولدين مشغولين وإلا لطلبت أن يغسلاها ويلمعانها |
| Çocuklar hafta boyunca benim evimde daha fazla vakit geçirse nasıl olur? | Open Subtitles | ماذا لو قضى الولدين, آه, المزيد من الوقت في بيتي خلال الأسبوع؟ |
| Dinlenme tesislerine her zaman gitmek istemişimdir. çocuklara söylemek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لطالما وددتُ زيارة الملاذ الاستجماميّ، أتحرّق شوقاً لإخبار الولدين |
| çocukları küçük olduğundan babalarının gücünü göremediler ve ondan bir şey öğrenemediler. | Open Subtitles | ولكن الولدين لم يتمكنا من تقدير قوة والدهما والتعلم من أخطائه. |
| İyi bir şeyler yaptın herhalde ki bizi arayıp çocukları getirebileceğimizi söylediler. | Open Subtitles | مؤكد انك تفعل شيئاً صائباً لاأنهم اتصلوا بنا وطلبوا منا احضار الولدين الى هنا |
| Keşke yardım edebilseydim, baba ama çocukları eve götürmem gerek. | Open Subtitles | ليت بوسعي مساعدتكَ يا أبي ولكن عليّ إعادة الولدين إلى المنزل |
| İki oğlum da karıları ve tüm çocukları ile birlikte gelir. | Open Subtitles | يأتي كِلا الولدين وزوجاتهما وكلّ الأطفال |
| - Evet, Muska. O çocukları bulmamız lazım! | Open Subtitles | إنه "موسكا" بالفعل علينا العثور على الولدين |
| Senin için çocukların montlarının hepsini de kessem, asla ödeşmeyeceğiz çünkü bunu bana karşı kullanmak istiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | مهما قصصت لك من معاطف الولدين الشتائية لن نتعادل أبداً، لأنك تحب أن تهددني بهذا صحيح؟ |
| çocukların burada tutulduklarını düşünüyoruz. | Open Subtitles | اننا نعتقد انه يتم حجز الولدين في هذه المنطقة |
| Evi çocukların üzerine yaparsan, ...onların adını koyarsan, seni dava etmeyeceğim. | Open Subtitles | أريدكِ أن تتنازلي عن البيت لمصلحة الولدين سجلي البيت بأسمهما , ولن أقاضيكِ |
| Ne bu, Çocuklar için iyi olabilecek bir şeyi önerdim diye cezalandırıyor musun? | Open Subtitles | ما هذا, أهذا عقاب لأنّني اقترح شيء قد يكون في مصلحة الولدين فعلاً؟ |
| Ned, endişelenmeni anlıyorum ama bu Çocuklar tek başlarına bir şeyleri denemezlerse, asla kendilerine güvenleri olmayacak. | Open Subtitles | نيد لآأريدك أن تقلق لكن هذين الولدين لن يكون لديهم ثقة بالنفس مالم تدعهم يجربون أشياء بأنفسهم |
| O çocuklara yardım ettiğini düşünüyorsun. | Open Subtitles | أنت تفكر في أنك ستقدر على مساعدة الولدين بهذا |
| çocuklara sıkı sarıl. Yarın okula gitmesinler. | Open Subtitles | ابقي الولدين قريبين منك ولا ترسلينهما إلى المدرسة في الغد |
| İki çocuğun hayatı ve ben o iki çocuğu korumalıyım. | Open Subtitles | بل بحياة الولدين وأنا يَجِبُ أَنْ أَحْمي هذين الولدين |
| Annen kısa süre içerisinde Çocuklarla kalması için burada olur. | Open Subtitles | من المتوقع أنْ تأتي أمّك حالاً لتبقى مع الولدين. |
| Yığının tepesine ulaştıklarında, çocuklardan biri şortunu indiriyor, çömeliyor ve kakasını yapıyordu. | TED | وعند قمة الكومة ، خفض أحد الولدين سرواله ، جلس القرفصاء ، ثم تغوط. |
| Ondan sadece oğlanları benden uzaklaştırmamasını istiyorum! | Open Subtitles | أن لا تأخد الولدين إلى هذا المكان البعيد |
| Çok kolay olmayan bir başlangıçtan sonra bu iki çocuk arasında çok büyük bir dostluk ve yıllarca birlikte eğitim almaktan güçlü bir bağ oluştu. | Open Subtitles | بعد بدايات صعبة... صنع هذان الولدين صداقة عظيمة رابطة خاصّة خلال سنوات التدرب سوية |