| Geçen ay babasını bir toplantıya götürüyordu, büyük bir Mercedes'i var. | Open Subtitles | لقد أوصل أباه الى اجتماع خلال الشهر الماضي لديه سيارة مرسيدس كبيرة |
| Bak, gitmem lazım. Şef bir toplantıya çağırdı. | Open Subtitles | هذا رائع ,انظرى ,يجب علىً الانصراف الكابتن ينادى الى اجتماع |
| Tabi ki, yapardım ama zamanını değiştiremeyeceğim bir toplantıya gidiyorum. | Open Subtitles | كنت لافعل هذا , بالتأكيد لكنني سأتوجه الى اجتماع لا أستطيع أن أؤجله |
| Bak, seni toplantıya götüreyim. | Open Subtitles | دعني آخذك الى اجتماع ، سأقود أنا |
| Onun yerine seni toplantıya götürmeme ne dersin? | Open Subtitles | مارأيكِ لو رافقتكِ الى اجتماع بدل ذلك؟ |
| Pekala, parmaklarını kahvemden uzak tutacaksa bir toplantıya giderim. | Open Subtitles | حسنا ان كان ذلك سيبقي أصابعك بعيدة عن قهوتي فسأذهب الى اجتماع |
| Ofisimdeki bir toplantıya götürmek için müvekkilimle görüşüyordum. | Open Subtitles | انا كنت هنا فقط لأحضر عميلتي إلى مكتبي الى اجتماع |
| Kahretsin. Unutmuşum ya. bir toplantıya gitmem lazım. | Open Subtitles | ،اللعنة لقد نسيت من المُفترض أن أذهب الى اجتماع |
| Bryan, Japonya'da bir toplantıya çağrılmıştı. | Open Subtitles | تم استدعاء برايان الى اجتماع طارئ في ...اليابان، وبما أن طبيب آني أكد لنا |
| Ve hiçbir Woz böyle bir toplantıya yalnız girmemeli. | Open Subtitles | وليس من المفترض أن تذهب الى اجتماع وحيداً بهذا الشكل - .. |
| - Neden bir toplantıya gitmeye hazırlanırken hep böyle yapıyorsun? | Open Subtitles | عندما أكون ذاهباً الى اجتماع |
| Senatör Filo, biz Geliştirilmiş Gizli İstila Yasa Tasarısı'nı oylamadan önce lobide bir toplantıya çağırdı. | Open Subtitles | سيناتور (فايلو) دعا الى اجتماع فى اللوبى قبل ان نقوم بالتصويت على مشروع التعزيزات الخاصة بالغزو |
| - bir toplantıya ihtiyacım var. | Open Subtitles | احتاج الى اجتماع. |