| Ya helikopterle buluşmaya gideceğiz, ya da Suriye'ye geçeceğiz. | Open Subtitles | اما علينا الذهاب للحصول على البطاريات او التوجه الى سوريا |
| Hiçbir şekilde kaydetme, seni Suriye'ye göndereceğim. | Open Subtitles | تصرف بأي طريقة تجعلني امنحك تذكرة مباشرة الى سوريا |
| Güneyde Sina yarımadasından Süveyş Kanalına, doğuda Batı Şeria'dan Ürdün Nehrine, kuzeyde Suriye'ye kadar olan bölgeyi temizledi. | Open Subtitles | تقدمو جنوباً عبوراً بسيناء إلى قناة السويس الى الشرق عبوراً بالضفة الغربية الى نهر الاردن وشمالاً الى سوريا |
| Iosava'ya verdiğin o parayı, genç kızları Suriye'ye kaçırmak için kullanılıyor. | Open Subtitles | المال الذي أعطيته لايسوفا يستعمل لتهريب الفتيات الى سوريا |
| Aleksandre ve Ruth Iosava'nın genç kızları IŞİD militanlarıyla evlendirmek için Almanya'dan Suriye'ye giden gizli bir şebeke yönettiklerini düşünüyoruz. | Open Subtitles | وروث ايسوفا يديرون أعمالهم بالخفاء من ألمانيا الى سوريا لنقل فتيات صغار للزواج من مقاتلين داعش |
| Ve Iosava'dan bir akrabasını Suriye'ye göndermesini istedi. | Open Subtitles | وسيطلب من ايسوفا بارسال احد أقاربه الى سوريا |
| Eğer destek gelmezse, Suriye'ye geçeceğiz. | Open Subtitles | اذا لم يحدث ذلك, انسحب الى سوريا |
| ondan kervanlarını Suriye'ye götürmesini istedi. | Open Subtitles | ان يأخذ قافلتها للتجارة الى سوريا |
| 6 ay önce Suriye'ye gönderecekleri bir konteyner Stinger füzesini ele geçirdik. | Open Subtitles | إعترضنا حاوية من صواريخ "ستينغر" قبل حوالي 6 أشهر كانوا بطريقهم للشحن الى "سوريا". |
| Şimdi özgür kalmışken Suriye'ye geri dönecek misiniz? | Open Subtitles | هل ستعود الى سوريا بعد أن خرجت ؟ |
| Bay Zayd, artık özgürsünüz Suriye'ye dönme niyetiniz var mı? | Open Subtitles | سيد (زياد) بما أنك خرجت، فهل تنوي العودة الى سوريا ؟ |
| Suriye'ye gidiyorum. | Open Subtitles | انا ذاهب الى سوريا |
| 350'ye yakın İngiliz vatandaşının geçtiğimiz yıl Suriye'ye giriş çıkış yaptığını biliyoruz. | Open Subtitles | لسنا متاكدين بخصوص ال 350 او مايقرب من القومين البرطانيين الذين يسافرون ذهابا واياب الى (سوريا) العام الماضى |
| "Suriye'ye git" dedim. Halife için. | Open Subtitles | اذهب الى سوريا للخليفة |
| Tariq öyle görünmüyor. - Tariq Suriye'ye onu durdurmak için gitti. | Open Subtitles | طارق سافر الى سوريا لاقناعه |
| - Yani Suriye'ye bir uçak biletiyle uçtu. | Open Subtitles | وسافر الى سوريا بطائره |