| Başla dediğimde, gözlerinde alevler ve aklında cinayet ile yürü. | Open Subtitles | حين أقول : انطلقي، امشي و النار في عينيكِ و فكرة القتل في رأسكِ. |
| Gitmeliyiz. Arka tarafa doğru yürü. Çok hızlı hareket etme. | Open Subtitles | يجب أن نذهب امشي للخلف ، ولكن لا تتحركي بسرعة جداً |
| Çılgın tarafta yürü. Büyük kenttesin. | Open Subtitles | امشي مع الجانب العنيف انت في المدينة الكبرى |
| git buradan! Huzur içinde bir adam kayasını çiğneyemez mi? | Open Subtitles | امشي الا يَستطيعُ الرجل مضغْ صخورَه بسلام؟ |
| Ailemin yanında yumurta kabuklarında yürüyorum kendi çocuklarımın yanında da. | Open Subtitles | أنا امشي على قشور البيض بسبب والديّ وايضاً بسبب أبنائي |
| Yorgunum ve hiçbir yere yürümek istemiyorum. | Open Subtitles | انا متعب ولا اريد ان امشي إلى اي مكان مره اخرى |
| Ben bunu görmeyi hiç istemedim. Kazayı duyduğum sırada yürüyüş yapıyordum. | Open Subtitles | لقد كنت امشي في طريقي فحسب عند سمعت التحطم |
| Fakat bir keresinde Oakland, Broadway'de yürürken, bir köşeye geldim. | TED | ولكن مرة واحدة عندما كنت في أوكلاند امشي على طول برودواي، و جئت إلى زاوية. |
| Ona doğru yürü ve 50 dolar de... 2 dakikadan kısa bir sürede yatağında olur. | Open Subtitles | امشي لها وقل 50دولار خذها لسريرك في دقيقتين في جناحك |
| yürü benimle. Sana bunu gerçekleştirmenin çok ilginç bir yolundan bahsedeceğim. | Open Subtitles | امشي معي، سأقول لك طريقة مثيرة للتأكّد أنْ هذا سيحدث |
| Normalce yürü, havalı olmana gerek yok. | Open Subtitles | افعلي أي شئ يحلو لكِ امشي على طبيعتك فحسب ليس عليك أن تقفزي |
| Man: Şimdi dön ve aynısını yürüyerek yap. Kalk, topuklarından parmak uçlarına yüksel, normalde yaptığın gibi yürü. | TED | الرجل: إستديري الآن و افعلي نفس الشيء امشي إلى الأعلى امشي لأعلى دوسي على الكعب ومقدمة القدم كأنك تمشين على سطح منحني للأعلي |
| ve şimdi de , podyumda muzaffer bir şekilde yürü. | Open Subtitles | والآن حركة إنتصارك ، امشي على الطريق |
| Oh, işte oldu. Oh, evet, yürü buraya. | Open Subtitles | أوه،هيا أوه، نعم، امشي الى هنا |
| En azından bir erkeğe nasıl dokunacaklarını biliyorlar. Çek git bakalım.. | Open Subtitles | عل الاقل هم يعرفون كيفية لمس الرجل امشي بعيداً |
| Yea, Ölümün gölgesi vadisinde yürüyorum... | Open Subtitles | نعم , اعطني الماء وانا امشي خلال وادي الموت |
| Ah, Bay Knightley.Kusuruma bakmayın, yürümek zorundayım ve bir kez başladım mı duramıyorum. | Open Subtitles | سيد مارتن اعذرني , علي ان امشي وعندما ابدأ لا استطيع الوقوف |
| Birkaç ay önce, yürüyüş yapıyordum ve beşik ağacımı buldum. | Open Subtitles | قبل شهور قليلة , كنت امشي ووجدت شجرة جميلة |
| Bu zengin beni yolda yürürken görüyor. | Open Subtitles | وهذا رجل ثري جداً ، يراني امشي في الشارع |
| gel, bizimle yürü Kutsal Meryem gel. | Open Subtitles | تعالي و امشي معنا يامريم العذراء |
| Her şey güzel. Hey, sokaktan aşağıya yürüyordum ve gökyüzü maviydi. | TED | اسمعي, كنت امشي في الطريق وكانت السماء زرقاء. |
| Ona doğru yürüyün, elini tutun ve "Bunu ödünç alabilir miyim?" deyin. | Open Subtitles | امشي نحوه ، وخذي بيده وقولي : هل يمكنني ان اقترض هذا |
| Şayet buradan çıkarsak devamlı böyle kambur yürüyeceğim. | Open Subtitles | سوف ينتهي بي الامر امشي هكذا هذا ان خرجنا من هنا اصلا |
| Düğün günümüzde, koridordan sana doğru yürümeyi beklerken şöyle düşünmüştüm, | Open Subtitles | اتعلم في يوم زفافنا عندما كنت انتظر ان امشي بالممر نحوك كنت افكر |
| Tamam, zaman buluruz. Metroya kadar yürüyelim mi? | Open Subtitles | حسنا سنجد الوقت تريد أن امشي معك للقطار؟ |
| Körlerin önünde yürüyüp şöyle desinler: "Hey dostum, sola dönmelisin. | Open Subtitles | فقط امشي من أمامه قائلاً انعطف إلى اليسار |
| Üzerime bir şeyler alıp biraz yürürüm ya da arabayla gezerim diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | ظننت أنني ألبس بعض الملابس و امشي أو اقود السيارة أو أي شيء |
| Beni yere indir! Beni yere indir! Kendi başıma yürüyebilirim. | Open Subtitles | انزلني ارضا انزلني ارضا استطيع ان امشي وحدي |