| Bugün şanslısın, Tribün. Tükendim. | Open Subtitles | انت محظوظ اليوم ايها التربيون انا انتهيت |
| Orada olduğum için şanslısın. Bir de olmasaydım neler olurdu ? | Open Subtitles | انت محظوظ لأني امسكت بهم من يعلم مايمكن ان يحدث؟ |
| şanslısın. O ok kalbine saplanabilirdi. | Open Subtitles | انت محظوظ,لقد كاد هذا السهم ان يخترق قلبك |
| Bu genç hanımefendi arkadaşınız olduğu için çok Şanslısınız Bay Neale. | Open Subtitles | انت محظوظ جدا يا سيد نيل لكون هذه الشابة صديقة لك |
| şanslısın. O ok kalbine saplanabilirdi. | Open Subtitles | انت محظوظ,لقد كاد هذا السهم ان يخترق قلبك |
| Çirkin başını taşımana izin verdiğimiz için şanslısın. | Open Subtitles | انت محظوظ لأننا ساعدناك فى الاحتفاظ برأسك القبيحة |
| Telefonu babam değil de ben açtığım için çok şanslısın. | Open Subtitles | انت محظوظ لأننياجبتعلىالهاتفولميكن والدي. |
| Bu kadar muhteşem "muhteşem kardeşin" olduğu için çok şanslısın. | Open Subtitles | تحدثي عن كل شيء لا يوجد مشكلة انت محظوظ لانه لديك هذه الاخت الرائعة |
| Kimse geldiğini bilmiyordu. Hayatta olduğun için şanslısın. Hepimiz şanslıyız. | Open Subtitles | لا احد كان يعرف انك ستأتي معنا انت محظوظ انك حي |
| Benden uzak dur, tamam mı? şanslısın ki burada kıçına tekmeyi basmıyorum. | Open Subtitles | . ابتعد بحق الجحيم عنى . انت محظوظ اننى لن أضرب مؤخرتك هنا |
| şanslısın, seni bu tür şeylerle tanıştıracak bir kızla berabersin. | Open Subtitles | انت محظوظ لانك مع امراءه لتعرفك ما هذه الاشياء |
| şanslısın ki eski zamanlarda yaşamıyoruz. Yoksa dişlerinden bir gerdanlık yapardım. | Open Subtitles | انت محظوظ أني لم أعد للأساليب القديمة حيث اصنع اسورة من أسنانك |
| ...havuzun yanında silahını çekmeye çalışırken fotoğrafın çekilmediği için şanslısın. | Open Subtitles | انت محظوظ انهم لم يصوروك بقرب المسبح حاول ان تسحب مسدسك |
| Belki zamanlamayı doğru yaparsan onu işerken yakalayabilirsin. Bunu unutturmayacaksın, değil mi? şanslısın senden hoşlanıyor. | Open Subtitles | ربما لو حسبتها جيدا لدخلت الى هنا لانها على وشك ان تنتهى انت محظوظ هيا تحبك |
| Bateri çalmana hâlâ izin verdiğimiz için şanslısın. | Open Subtitles | بمؤخرتك انت محظوظ لأننا تركناك تعزف الطبول |
| Hiç aşık olmadığın için o kadar şanslısın ki. | Open Subtitles | انت محظوظ جداً لأنك لم تقع في الحب يوماً |
| - Yedi, kaybeden sayı. - Bu gece çok Şanslısınız Bay Morrison. | Open Subtitles | الخاسر سبعة انت محظوظ الليلة يا سيد موريسون |
| Oldukça cömert bir yüzde tutturdunuz ve bunu aldığınız için Şanslısınız. | Open Subtitles | تحصل على نسبة جيدة.انت محظوظ لحصولك على هذا |
| Seni şanslı velet, yanında Angela gibi bir var! | Open Subtitles | انت محظوظ ايها اللعين الصغير فأنت تمتلك انخيلا |
| Kendini eski Mısır"da bulmadığına şükret. | Open Subtitles | انت محظوظ لانك لن تنتهى لتجد نفسك في مصر القديمة |
| Şansın var ki sana çok şey borçluyum, ufaklık. | Open Subtitles | انت محظوظ لأنني ادين لك كثيرا,يا ايها الفتى الصغير |
| Sen şanslı birisin. Eğer o olmasa, şimdiye çoktan ölmüştün. | Open Subtitles | انت محظوظ, لو لم يكن من اجلها , لكنت ميتاً |
| - şanslısın. | Open Subtitles | - نعم. انت محظوظ. |