| Ama tabii, anlarsınız ya doğal olarak, polisler onun yaptığını sandılar. | Open Subtitles | لكن بالطبع, طبيعياً ان تعتقد الشرطة انه فعل ذلك. |
| Gerçekten onun yaptığını düşünmüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | لا يمكن أن تظن انه فعل ذلك حقا؟ |
| Ama polis onun yaptığını düşünmeseydi onu yargılamazlardı. | Open Subtitles | أنهم ليسوا متأكدين من انه فعل ذلك |
| -Evet. Bunu dans derslerini geçmek için yaptığını söyledi. | Open Subtitles | نعم، ويقول انه فعل ذلك فقط لوضع نفسه من خلال دروس الرقص. |
| Babamın, yaptıklarını ailemizi korumak için yaptığını söyledi. | Open Subtitles | وقالت أن كل ما فعله، انه فعل ذلك لحماية الأسرة. |
| Pek sayılmaz. Bunları onun yaptığını nasıl düşünebilirler anlamıyorum. | Open Subtitles | لا افهم كيف يظنون انه فعل ذلك |
| Hayır, onu Nelson öldürdü. onun yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | ( لا ، لقد قتله ( نيلسون اعلم انه فعل ذلك |
| onun yaptığını düşünmüyorsun? | Open Subtitles | الا تعتقد انه فعل ذلك ؟ |
| onun yaptığını düşünmüyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد انه فعل ذلك |
| onun yaptığını sanmıyorum. | Open Subtitles | لا اعتقد انه فعل ذلك. |
| Ben onun yaptığını düşünüyorum | Open Subtitles | أنا أعتقد انه فعل ذلك |
| -Ama onun yaptığını biliyorsun. | Open Subtitles | - انت تعلمين انه فعل ذلك |
| Ve ben bunu düğmeye basmayı bırakacağı için yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | واعتقد انه فعل ذلك كي لا يضغط على الزر |
| -Bunu senin için yaptığını söyledi. | Open Subtitles | ولكننا انهينا الاتفاقية. -لقد قال انه فعل ذلك من اجلك . |
| - Senin için yaptığını sanmıyorum. | Open Subtitles | لا اعتقد انه فعل ذلك من اجلك |
| Bunu sırf beni üzmek için yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | اعلم انه فعل ذلك ليؤلمني |