| Ve kulağa çılgınca geliyor biliyorum, ama ilk buluşmadan hemen sonra ona aşık oldum, ki bu beni aptal gibi gösteren bir şey söyletti. | Open Subtitles | واعلم انه لشيء جنوني بعد موعد واحد كنت متيم بها مما جعلني اتفوه بأشياء غبية |
| Bence okudukları şeylere bu kadar önem vermen ve Amazon'dan incelemek yerine gerçek bir kitapçıya gelmen mükemmel bir şey. | Open Subtitles | أعتقد انه عظيم انك تهتم بهم كل هذا الاهتمام إلى ما يقرأون واعتقد انه لشيء رائع انك تأتي لمحل بيع كتب حقيقية |
| Kurallarının olması harika bir şey, ama sadece kendi canını yakıyorsun. | Open Subtitles | انه لشيء عظيم أن يكون لديك مبادئ، ولكن كنت تضر نفسك فقط. |
| Her an ortaya çıkacak bu lanet sırla yaşamanın... korkunç bir şey olduğunu. | Open Subtitles | إمتلاك هذا السر الكبير الذي يمكن أن يخرج في أيه لحظة انه لشيء فظيع |
| Burayı seninle paylaşmak harika bir şey Anne. | Open Subtitles | انه لشيء رائع لتبادل هذا الفضاء معك، آن. |
| Yanınızda böyle bir avuç kaçık olması harika bir şey. | Open Subtitles | انه لشيء رائع أن يكون حفنة من المجانين على الجانب الخاص بك. |
| Tamamen yabancılarla dolu bir odaya girmek ve kendimize insanlığımızı hatırlatmak, bu çok güçlü bir şey ve kendinizi ifade etmek omzunuzdaki tüfek kadar güçlü bir alet. | TED | انه لشيء عظيم، الدخول الى غرفة مع غرباء وتذكير أنفسنا بإنسانيتنا، وأن التعبير عن الذات هو أداة قيمة بالفعل كالبندقية على كتفك بالضبط. |
| Ülkeyi savunmak güzel bir şey. | Open Subtitles | انه لشيء جيد أن يدافع عن بلده. |
| Bir ara uğramak istersen, bilirsin, sıradan bir şey. | Open Subtitles | اذا اردتي المجيء,انه لشيء عادي |
| Aslında güzel bir şey. | Open Subtitles | انه لشيء رائع فعلا. |
| Bir anneye sahip olmak harika bir şey. | Open Subtitles | انه لشيء رائع أن يكون لك أم |
| Babalar ve kızları, çok güzel bir şey. | Open Subtitles | انه لشيء جميل, آباء و بنات. |
| Bir yazara aşık olmak korkunç bir şey. | Open Subtitles | انه لشيء فضيع أن تحبي كاتباً |
| Önemli bir şey. | Open Subtitles | انه لشيء فريد |
| Mükemmel bir şey bu. | Open Subtitles | انه لشيء رائع. |