| Zimbabve'de elle toplanmış, dokuma tezgahında dokunmuş organik pamuktan yapılmış. Sonrasında elle 24 kez çivit mavisine daldırılmış. | TED | انه مصنوع من قطن عضوي مقطوف يدويا من زيمبابوي تم غزله ونسجه ثم صبغ بالغمس يدويا في الصبغ الأزرق النيلي الطبيعي 24 مرة |
| Austerlitz'de ele geçirilen 1200 topun bronzundan yapılmış. | Open Subtitles | انه مصنوع من البرونز من 1200 مدفع تم الاٍستحواذ عليهم في أوسترليتز |
| Parlak krom kaplamayla, menevişli çelikten yapılmış. | Open Subtitles | انه مصنوع من الفولاذ و مغطى بمعدن الكروم اللماع |
| ve benim röntgen odamın kapısı kurşun ve çelikten yapıldı. | TED | وهذا هو الباب الى غرفة اشعة إكس انه مصنوع من الرصاص والحديد الصلب |
| Yeni toplanmış buğday yapraklarındann yapıldı. | Open Subtitles | انه مصنوع من من عشب القمح المقطع |
| Bu Libya'da Trablus'un "Küçük Meksika" denilen bir mahalesinde yapılmış. | Open Subtitles | انه مصنوع في ليبا في احد احياء في طرابلس تدعى مكسيك المصغره تحذير: |
| Kolyen. Anlaşılan altın madeni paralardan yapılmış. | Open Subtitles | -عقدك ,يبدو انه مصنوع من العملات الذهبية |
| Organik, süngersi ve kemiksi bir dokudan yapılmış gibi duruyor. | Open Subtitles | يبدو انه مصنوع من نسيج عظام اسفنجى عضوى |
| Tayvan'da yapılmış, sen yapmamışsın. | Open Subtitles | انه مصنوع في تايوان انت لم تصنعه |
| Işıktan yapılmış ama cismani, biyolojik bir beyin gibi çalışıyor. | Open Subtitles | انه مصنوع من الضوء لكنه يعمل مثل الدماغ البيولوجي المادي "أي مثل دماغ الكائن الحي " |
| Pirinçten yapılmış. Sana iyi gelir. | Open Subtitles | انه مصنوع من الارز جيد لأجلك |
| - Aynı maddeden yapılmış. | Open Subtitles | - - انه مصنوع من نفس الاشياء. |
| Mısırdan yapılmış. | Open Subtitles | حطام بوليمر انه مصنوع من... |
| Kukalardan yapılmış. | Open Subtitles | (انه مصنوع من حلوى (سكيتلز |
| Altından yapıldı. | Open Subtitles | انه مصنوع من الذهب. |
| ~ O zaman çıkar da görelim ha? ~ Ahşaptan yapıldı. | Open Subtitles | لـنلقي نظرة اذن - انه مصنوع من الخشب - |