| Karen ve benim aramda olanların hiç bir anlamı olmadığını anlamalısın tamam mı? | Open Subtitles | لكن يجب ان تفهم مهما حدث بيني وبين كارين لم يعني اي اشيء |
| Geri kalanlarımızın bir hayatı yok, bunu anlamalısın, ama evet sıcak haberdi. | Open Subtitles | عليك ان تفهم بقيتنا لا يعيش حياته لهذا اجل كان عنوان مثير |
| Gidip kendin görmeden anlayamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك ان تفهم الا اذا ذهبت هناك و شاهدت |
| Şunu anlamanız lazım babasının, beyaz aslan hakkındaki hikâyeleriyle büyüyen genç adam için bu kutsal bir yaratıktı, ve ona dokunmaya cüret edemezdi. | Open Subtitles | عليك ان تفهم بالنسبة لشاب تربى على قصص والده |
| Ama Anlamalısınız ki, kayıtlarım güvenlidir. | Open Subtitles | لكن عليك ان تفهم ان سجلاتي سرية |
| Kıskançlık yapmadan önce, kız arkadaşının durumunu anlamaya çalışamaz mısın? | Open Subtitles | قبل ان تصاب بالغيره الا يجب ان تفهم موقف صديقتك |
| Bu kadar gençken bunu anlaman mümkün değil. | Open Subtitles | عندما تكون شابا, لايمكنك ان تفهم هذه الأشياء, |
| Öyleyse bunu neden istediğimi de anlayabilirsin. | Open Subtitles | ًحسناً ، إذا يمكنك ان تفهم لماذا كنت أريد ذلك أيضا. |
| Çünkü şunu anlamalısın Frank, bunların hiçbiri gerçek değil. | Open Subtitles | لانك عليك ان تفهم يا فرانك لا شيء من هذا حقيقي |
| Seni geride bırakmanın Onu ne kadar üzdüğünü anlamalısın. | Open Subtitles | يجب ان تفهم كيف كان هذا كثيرا عليه لقد المه ذلك بشدة ان يتركك وراءه |
| Öyle gözüktüğünü biliyorum fakat o çocuğun, uğruna savaştığımız her şey için bir tehdit oluşturduğunu anlamalısın. | Open Subtitles | اعرف بانه يبدوا كذلك لكنك يجب ان تفهم ان هذا الولد تهديد لكل شيء نحارب من اجله. |
| William, adamı yakalasak bile Kanada'da... hapse girebileceğin gerçeğini anlamalısın. | Open Subtitles | ويليام,أريدك ان تفهم انه حتى لو ألقينا القبض عليه فغالبا ستسجن لفترة في كندا |
| Artık anlamalısın, bu gezegen benim kaderim değil. | Open Subtitles | لان تبقيني , ايها الرجل العجوز يجب ان تفهم الان هذا الكوكب ليس قدري |
| Bence bunu anlamalısın | Open Subtitles | واعتقد انه ينبغي ان تفهم ذالك ما المفترض ان يعنيه هذا ؟ |
| Yaptığın şeyin güzelliğini nasıl anlayamazsın? | Open Subtitles | كيف لا تستطيع ان تفهم ؟ الجمال فى الذى انت صنعته , انا فعلتها |
| O zaman hiçbir şey bilmiyorsun demektir. Beni anlayamazsın. | Open Subtitles | لذا انت لاتملك ادنى فكرة ومن المستحيل ان تفهم |
| Şunu anlamanız gerek sayın başkan. | Open Subtitles | عليك ان تفهم سيدي الرئيس |
| Şunu anlamanız gerek sayın başkan. | Open Subtitles | عليك ان تفهم سيدي الرئيس |
| Anlamalısınız ki, Bay Vandy elmasınızı bizden başka hiç kimse alamazdı. | Open Subtitles | عليك ان تفهم يا سيد (فاندي) أن ماستك لم يكن لها مصير سوى أن تصبح معنا |
| "Anlamalısınız ki, bu duvarların ardında..." | Open Subtitles | خارج هذه الجدران عليك ان تفهم |
| Kıskançlık yapmadan önce kız arkadaşının durumunu anlamaya çalışamaz mısın? | Open Subtitles | وقبل ان تصاب بالغيره الا يجب ان تفهم فى الاول موقف صديقتك؟ |
| Seninde bunu anlaman gerek, Karan tüm bunları, ne benim, ne Zing nede Bulbul için yaptın. | Open Subtitles | من الأفضل ان تفهم انت ايضا شيء كل ما فعلته لم تفعله من أجلي أو من اجل (زينع) أو (بلبل) |
| Çevrende olup biten herşeyi anlaman gerekiyor ancak öyle anlayabilirsin. | Open Subtitles | يجب ان تفهم انه في ذلك الوقت لم تكن تستطيع رؤيتها . |