| Bu kötü giden bir kurtarma operasyonuydu. Farkındasınızdır Albay, idam isteyebiliriz. | Open Subtitles | أنت مدرك ايها الكولونيل اننا يمكننا ان نطلب عقوبة الاعدام | 
| Biz aynısını yapmaya hazır değilken sizden ve çocuklarınızdan Defiance için hayatlarını nasıl vermelerini isteyebiliriz ki? | Open Subtitles | كيف نستطيع ان نطلب منك المخاطره بحياتك الخاصه وارواح اطفالك مدافعين عن ديفانس ما اذا كنا سنقوم بالمثل ؟ | 
| 85 bin parça gümüş isteyebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا ان نطلب ل85,000 من قطع الفضة | 
| Sonra. O'na bu kadar talep götürmek istemeyiz. | Open Subtitles | لاحقاً فنحن لا نريد ان نطلب الكثير منها | 
| Sonra. O'na bu kadar talep götürmek istemeyiz. | Open Subtitles | لاحقاً فنحن لا نريد ان نطلب الكثير منها | 
| Elbette suçlamıyoruz ama şu andan itibaren, sorumluluğumuz gereği bir çevirmenin okulda sana eşlik etmesini istemek zorundayız. | Open Subtitles | بالطبع لا ، ولكن بسبب الإعاقة سنضطر ان نطلب لكى مفسر معك على أرض المدرسة من الآن ومستقبلا | 
| Gerçekten çok açım. Belki şurdaki garsonu çağarırsak sipariş verebiliriz. | Open Subtitles | انا جائعه,هل من الممكن ان نطلب الجرسون هنا | 
| Peki, belki annenden isteyebiliriz o zaman. | Open Subtitles | حسنا، ربما نستطيع ان نطلب من امك. | 
| - Pizza isteyebiliriz. | Open Subtitles | يجب ان نطلب بيتزا | 
| Özel bir muafiyet isteyebiliriz ve- | Open Subtitles | يُمكننا ان نطلب إعفاء خاص ، و... | 
| Ondan buraya dönmesini istemek onun için fazla olmadığınızdan emin misiniz? | Open Subtitles | ـ هل انتي متاكده انه لن سيكون كثير عليها, ان نطلب منها عودتها لهذا المكان? | 
| Bu milenyumda insanlardan elektriksiz 48 saat geçirmelerini istemek çok fazla, biliyorum. | Open Subtitles | اعلم ان هذا كثير في هذه الألفية ان نطلب من الناس العيش دون كهرباء ولو حتي ل 48 ساعة | 
| Beğenmediyseniz dışarıdan sipariş verebiliriz. | Open Subtitles | إذا أنت لا تَحْبُّه نحن نَستطيعُ ان نطلب لك طعام من الخارج . | 
| Kartvizitlerini de sipariş verebiliriz artık! | Open Subtitles | يمكننا ان نطلب بطاقات العمل الخاصة بك |