| Çoğu kişi bunu duymamıştır. O güneyli vaftizci bir vaizdi. Konuşmasında oradakilere yeni gelen bir temposu ve ritmi vardı. | TED | كان واعظًا جنوبيًا، لم يعرف المعظم ذلك، لذا كان لديه ايقاع حقيقي جديد عن الناس هنا |
| Hayatını sürdürdüğü ritmi yani davranış düzenini bozmuşum. | Open Subtitles | , ايقاع الحياة التى يعيشها . والتى هى نموذج للسلوك , لقد قاطعتها |
| Kızımın regi sevdiği ortaya çıktı, eşim, minik bedenine müziğe göre ritim verdiğinde gülümsüyordu. | TED | تبينت أن طفلتي تحب موسيقى الريغي، فقد كانت تبتسم حينما كان زوجي يهز جسمها الصغير لأعلى وأسفل مع ايقاع الموسيقى. |
| * Sevecek birini * * Kabiliyet, ritim yok bende * | Open Subtitles | أنساناً لأحبه * * لا أملك أقدام ولا أملك ايقاع * |
| Kusura bakmazsan bir şey diyeceğim, lütfen soru sormak için cümlenin ritmini bozma. | Open Subtitles | إذا سمحت لي، لا تكسري ايقاع الكلمات لطرح بعض الأسئلة |
| Melodin hayatımın ritmiydi | Open Subtitles | نغمتك كانت ايقاع حياتى |
| Doğanın sessiz ritimleri.. | Open Subtitles | ..على ايقاع الطبيعة الهادئ |
| Bu yüzden hepinizden yanınızda oturan kişiye sarılmanızı ve müziğin ritmiyle birlikte salınmanızı istiyorum. | Open Subtitles | لذلك فليضع كل شخص ذراعه حولالشخصالذييجلسبجانبه... وتمايلوا للخلف والأمام مع ايقاع الموسيقى |
| bu dalgaların ritmi çok değişti, son 25 yılda hayatlarımızın ritminin değiştiği gibi. Dalga uzunluğunun ne olduğunu bilemiyorum. | TED | لقد تغير ايقاع الجيوب بشكل كبير، تماماً مثل الإيقاع في حياتنا في الـ 25 سنة الماضية. لذلك أنا لست متأكدة بعد الآن ما هو الطول الموجي. |
| ritmi alamıyorum. Sinüs 180. | Open Subtitles | ليس هناك نبض, ايقاع جيبِي ب180 دقة |
| - "Penisinin bir ritmi var - "Penisin alışkanlık yapıyor | Open Subtitles | قضيبك له ايقاع قضيبك يجعلنى جروف |
| yani, bunun bir ritmi var. | TED | لذلك هي لها ايقاع |
| # Broadway ritmi beni içine çekti # | Open Subtitles | ايقاع برودواي اصابني |
| # Broadway ritmi beni içine çekti # | Open Subtitles | ايقاع برودواي اصابني |
| İnsanlar değersiz bir tür ama bir ritim duyguları var. | Open Subtitles | انه نوع غير محترم الانسان لكن لديهم ايقاع |
| Dr. Harrison gibi muhteşem doktorların kafalarında cerrahi bir ritim vardır. | Open Subtitles | الاطباء الرائعين مثل دكتور هاريسون لديهم ايقاع للجراحة في رؤوسهم |
| Zorluğun büyük bölümü ritim ve alanı anlamakla ilgili idi. sadece ellerimi değil - çünkü jonglörlüklüğün büyük kısmı ellerle ilgilidir - vücudumun ve ayaklarımın ritmini de kullanarak. ve topları ayaklarımla kontrol ederek. | TED | وجزء من التحدي محاولة استيعاب الايقاع والفراغ. وليس فقط باستخدام يدي, لانه عادة قذف الكرات تكون يدوية ولكن باستخدام ايقاع جسدي وقدمي. والتحكم بالكرات بقدمي. |
| Ekibin ritmini bozacağımı düşünüyorsun. | Open Subtitles | ماذا ... .... انت تعتقد انى سأفسد ايقاع الفريق |
| Melodin hayatımın ritmiydi | Open Subtitles | نغمتك كانت ايقاع حياتى |
| Melodin hayatımın ritmiydi | Open Subtitles | نغمتك كانت ايقاع حياتى |
| * Marimba ritimleri çalmaya başladığında * | Open Subtitles | * عندما يبدأ ايقاع (ماريمبا) بالعزف * |
| * Marimba ritimleri çalmaya başladığında * | Open Subtitles | * عندما يبدأ ايقاع (ماريمبا) بالعزف * |
| Bu yüzden hepinizden yanınızda oturan kişiye sarılmanızı ve müziğin ritmiyle birlikte salınmanızı istiyorum. | Open Subtitles | لذلك فليضع كل شخص ذراعه حولالشخصالذييجلسبجانبه... وتمايلوا للخلف والأمام مع ايقاع الموسيقى |